Bu eser, Kemal Bilbaşar'ın üçüncü romanı olan Cemo konusunu Doğu Anadolu bölgesindeki hayattan almaktadır. Yer yer destan havası hissedilen roman, bir kitle hikâyesini anlatmaktadır. Doğu Anadolu’daki ağalık sistemi, etnik gruplar, siyasi gelişmeler ve kadın erkek ilişkileri yerel bir üslupla ortaya konmuştur. Romanda halk dili romanın akıcılığını ve gerçekçiliğini artırması bakımından önemli bir yer tutar.
Kahramanlar: Cemo: Doğu Anadolu’da yaşayan bir Zaza kızıdır. Annesi küçükken öldüğü için babası yetiştirmiştir. Yabani şartlar ve doğa içinde babasının verdiği eğitim onun çelik gibi kuvvetli ve cesur olmasını sağlamıştır. Aynı zamanda çok güzel bir kızdır.
Cano: Cemo’nun babasıdır. Şeyh Sait isyanını bastırmada etkin bir rol oynayan, cesur, kuvvetli, sözü geçen bir köylüdür.
Özet: Değirmenci Cano, bulunduğu yerin beyinin en iyi çalışanlarındandır. Bey, ona çok güvenmekte, özel işlerini ona yaptırmaktadır. Bey, bir başka beyin kızı Kevi’ye gönül vermiştir. Fakat Kevi’yi babası daha zengin bir başka beye satmıştır. Birkaç gün sonra Kevi gelin gidecektir. Cano’nun beyi bunu kabul edemez ve yardımcısı Cano’yu gelinin götürüleceği gün gelini kaçırıp kendisine getirmekle görevlendirir. Cano, günü gelince Kevi’yi kaçırır. Fakat dağda ona âşık olur. Kevi de ona karşılık verince üç sene Kevi’nin babası olan beyden ve Cano’nun beyinden kaçarak yaşamaya çalışırlar. Bu arada bir de kızları olur: Cemo. Üç sene geçtikten sonra beyler peşlerini bırakır. Kendi dertlerine düşmüşlerdir. Sarı saçlı, mavi gözlü paşa (Atatürk) ağalık sistemine son vermiş, bu yüzden bey ve ağalar menfaatleri için yol aramaya başlamışlardır.
|
|