Eser, Faik Baysal'ın belgesel niteliğinde bir savaş romanıdır. Romanın en önemli özelliği, ilk kez bir Türk yazarının yurt dışında geçen yaşanmış olayları, evrensel bir düzeyde anlatmasıdır. 1972′de yayınlanan Drina’da Son Gün, Yugoslavya’da geçmekte ve eski bir Türk ailesinin iç savaş sırasında Türkiye’ye göçmesini anlatmaktadır. II. Dünya Savaşında zulüm çeken Türklerin hayatını çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Kahramanlar
Rıza Selmanoviç: Drina’da yaşayan köklü bir Türk ailesine mensuptur. Çocukları ve ailesi ile mutlu bir hayat yaşayan Selmanoviç, çevresi tarafından itibar gören, saygılı, olgun ve vatansever bir kişidir.
ÖZET Yaz akşamları daima kırmızı akan Çeotina Suyu boyunca bir otobüs Taşlıca, Priboy, Vişigrad yolcularını aldıktan sonra batıya doğru yol almaktadır. Çok eski ve sürekli bozulan Fiat marka otobüste yolcular iç içedir. Birden korkunç bir şey olur. Hitler’in askerleri otobüse doğru yaklaşmaktadır.
Yolcular tedirgin olur. Korkudan ne yapacaklarını bilemezler. Çünkü Alman askerleri o günlerde Yogoslavya’da suçsuz pek çok kişinin hayatına son vermiştir. Askerler gelir ve sakallı bir adama doğru silahlarını doğrulturlar. Adamın hâli onları şüphelendirmiştir. Adamın her yerini kontrol ederler, zorla eskimiş botlarını dahi çıkarttırırlar. Hiçbir şey bulamayınca öfkelenirler ve işkence yapmak için adamı yanlarına alırlar. Birkısım Alman askerleri de otobüsün üstündeki tavukların tamamının kafasını koparıp onları ezer. Bu manzara yolcuların midesini bulandırır. Tavukların yerinde kendilerinin olabileceğini düşünürler. Götürülen adamın adı Popoviç’tir. Sırp, Hırvat, Türk, her milletten insanın olduğu otobüste Alman askerlerine, yaptıkları zulümden dolayı lanetler yağdırılır. Fakat kısa süre sonra Hırvat, Türk ve Sırplar arasındaki düşmanlık, kavgalarla ortaya çıkar. Bir Türk olan Mehdi Azamoviç Balkanlara çıktığı söylenilen ve kahraman sanılan Neniç ve Mihailoviç’e lanet eder. Onların Türkleri oradan kovmaktan başka bir şey istemediklerini söyler. Çocuğu hasta olan bir Sırp kadın, Neniç’in kahraman olduğunu haykırınca Türkler neredeyse onu öldürecek hâle gelir. Sonra anne olduğu İçin affederler.
Fakat yolda Mihailoviç’in adamları arabaya baskın yaparak pederi öldürürler. Bir Hristiyan papazı kendi dininden olmayanları kurtarmak için ölmüştür. Bu arada Türk askerlerinin yardımı ile kurtulurlar ve papazı ağlayarak gömerler. Başta Şevvale Ana olmak üzere hepsi ağlayarak Fiat marka otobüse binerler Türkiye’ye gitmek üzere; fakat vatanlarına tekrar dönmek üzere. |
|