www.diledebiyat.net
Bu sitede ara
ANA SAYFA
Biyografiler
Dil ve Anlatım
Türk Edebiyatı
YGS-LYS Konuları
Soru Bankası
100 Eser
Dosyalar
İletişim
EDEBİYAT
Sözlü Dönem Türk Edebiyatı
Halk Edebiyatı
Divan Edebiyatı
Modern Türk Edebiyatı
Yazar ve Şairler
Şiir Bilgisi
Nesir Bilgisi
Anlatım Türleri
Edebî Sanatlar
Edebî Akımlar
Batı Edebiyatı
Çocuk Edebiyatı
Lise 100 Temel Eser
Edebiyat Sözlüğü
Türkiye Edebiyat Haritası
Edebiyat Ajandası
Yazar-Eser Sözlüğü
Türk Mitolojisi
Türk Halk Kültürü
Edebiyat Soru Bankası
Oyun ve Piyesler
DİLBİLGİSİ
Dil Bilimi
Türkçenin Tarihi
Ses Bilgisi
Kelime Bilgisi
Cümle Bilgisi
Paragraf Bilgisi
Metin Bilgisi
Anlatım Bozuklukları
Yazım Kuralları
Noktalama İşaretleri
Türkçe Soru Bankası
Osmanlı Türkçesi
Çağdaş Türk Dilleri
Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler
EĞİTİM-ÖĞRETİM
Dil ve Anlatım Dersi
Diksiyon ve Hitabet
Kompozisyon
TYT - AYT Konuları
GENEL
Paylaşım
İletişim
DOST SİTELER
Edebiyol
Azerbaycan Edebiyatı
HiTurkey
Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler
>
Eş Anlamlı ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü |B|
Eş Anlamlı ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü |B|
baba
ata, büyükbaba, dede, moruk, peder
baba yarısı
amca
babaanne
nene, nine
babacan
mihriban, sevimli
babalanmak
öfkelenmek
babasız
yetim
babayiğit
yürekli
baç
haraç
bacak
ayak, kıç, oğlan
bacaksız
bodur
bacanak
arkadaş, dost
bacarıklık
vukuf
bacı
abla, hemşire, kız kardeş, simil
bacı oğlu
yeğen
bad
rüzgâr
badalak vurmak
çelmek, çelmelemek
badana
ahek
bade
içki, şarap
badi
ördek
badik
ördek
badiye
çöl
bağ
bent, demet, deste, ilgi, ilişki, rabıta, sargı, teneklik
bağ bozumu
güz, sonbahar
bağa
kaplumbağa, ur
bağan
düşük
bağban
bahçıvan
bağdarlama
program
bağdaşık
mütecanis
bağdaşmak
anlaşmak, uymak, uzlaşmak
bağdaşmazlık
uyuşmazlık
bağı
büyü
bağıllık
izafiyet
bağım
tabiiyet
bağımlı
gayrimüstakil, tabi
bağımlılık
tabiiyet
bağımsız
hür, mutlak, müstakil, özgür
bağımsız milletvekili
bağımsız
bağımsızlık
istiklal
bağıntı
bağlılık, nispet
bağır
ciğer, döş, göğüs, sine
bağırma
nara, nida
bağırmak
kükremek
bağırsak
iç
bağırtı
çığlık, yaygara
bağış
armağan, hibe, iane, teberru, yardım
bağışık
muaf
bağışıklık
muafiyet
bağışlama
affetme, hibe, şefaat
bağışlamak
affetmek, almak, lütfetmek, unutmak
bağışlanmış
muaf
bağışlayın
efendim, pardon
bağıt
sözleşme
bağlam
bağ, bent, demet, deste, kelep
bağlama
ambalaj, ilhak, paket, saz
bağlamak
cezbetmek, tamamlamak, tutmak, tutturmak, yok etmek
bağlanak
bağlantı
bağlanma
intisap
bağlanmak
alışmak, ilişmek, tapmak
bağlanmış
ilişik, vurgun
bağlantı
birlik, ilişki, irtibat, rabıta, temas
bağlantısız
askerî
bağlaşık
müttefik
bağlaşma
ittifak, kontrat
bağlı
asılı, kapalı, mecbur, sadık
bağlı olmak
izlemek
bağlılaşım
bağlılık
bağlılık
birlik, ilişik, intisap, sadakat, sevgi, tabiiyet
bağnaz
mutaassıp, yobaz
bağnazlık
taassup
bağrış çağrış
gürültü, şamata
bahane
kulp, mazeret, vesile
bahar
baharat, ilkbahar, yaz
baharat
bahar, edviye
bahçe
bostan
bahçıvan
bağban
bahir
deniz
bahis
konu, laf, mevzu
bahse girmek
hüccet etmek, mübahase etmek
bahsetme
temas
bahsetmek
konuşmak, temas etmek
bahşetmek
bağışlamak, sunmak
baht
alın yazısı, kader, nasip, şans, talih, yıldız
bahtiyar
mutlu
bahtiyarlık
mutluluk
bahtsız
bedbaht
bahusus
özellikle
bakaç
dürbün
bakan
nazır, vekil
bakanlar kurulu
hükûmet
bakanlık
nezaret, vekâlet
bakarak
göre
baki
öteki, sürekli
bakir
yeni
bakı
fal
bakılırsa
göre
bakım
hizmet
bakımevi
kademe
bakımlı
bayındır
bakımsız
berbat, çorak, külüstür
bakınmak
araştırmak
bakır
mes
bakış
göz, nazar
bakma
nezaret
bakmak
aramak, beslemek, denemek, görmek, gözetmek, ilgilenmek, incelemek, karışmak, korumak, seyretmek, uğraşmak
bakmamak
terk etmek
bakmayarak
rağmen
bala
çocuk, yavru
balaban
büyük, iri, nazik, şişman
balalık
rahim
balans
denge
balçak
kabza
balçık
çamur
baldır
incik
baldız
görümce
baliğ olmak
erişmek, ulaşmak
balık adam
dalgıç
balık yumurtası
havyar
balıketinde
dolgun
balıkkulağı
midye
balkı
ağrı, güzel, parlak, sancı
balkımak
parıldamak, parlamak
balkır
parıltı, şimşek
balkon
gezinti, hayat
ballıdarı
incir
balon
palavra
balya
denk
bambaşka
değişik, farklı
banak
lokma
banal
bayağı, sıradan
bandaj
bağ, sargı
bandırmak
banmak
bando
mızıka, takım, topluluk
banko
kesinlikle
banlamak
bağırmak
banmak
batırmak
banyo
hamam
bap
başlık, husus, kapı, konu
bar
pas
baraj
bent
barama
koza
barama kurdu
ipek böceği
baran
yağmur
barbar
ilkel
bardak
testi
baresinde
hakkında
barhana
göç, kafile
bari
keşke
bariyer
engel
bariz
açık
barı
çit
barınmak
daldalanmak, sığınmak
barış
sulh
barışık
sevecen
barışma
anlaşma
barışmak
anlaşmak, uzlaşmak
barlı
velut
baş
başlangıç, çıban, esas, kafa, kelle, saksı, temel
baş başa
birlikte
baş bezi
mendil
baş döndürücü
aşırı
baş örtüsü
eşarp
başa düşmek
anlamak
başağrısı
sıkıntı
basak
merdiven
başak
sümbül
basamak
aşama, ayak, derece, gömlek, hane, kademe, merhale, pilleken
basar
göz
başarı
muvaffakiyet, sükse
başarılı
kalburüstü, kudretli
başarısız
sıfır
başarısızlık
muvaffakiyetsizlik
başarmak
muvaffak olmak
başarmış
nail
başat
baskın
başbakan
başnazır
başbuğ
başkan, komutan
başçı
önder
başeser
şaheser
basit
bayağı, cılız, kolay, mahdut, olağan, yalın
basitçe
kolay
başı dumanlı
sarhoş
başı yerde
suçlu
başıboş
avare
basıcı
tabi
basık
alçak
basılı
matbu
basılış
baskı
basımevi
matbaa
basın
matbuat
basınç
tazyik
başından
esasen
başka
değişik, diğer, farklı, öbür, özge, sair
başkaları
âlem
başkalaşmak
bozulmak
başkaldıran
serkeş
başkaldırı
isyan, kozgalan
başkaldırıcı
asi
başkaldırma
başkaldırı, mukabele
başkaldırmak
ayaklanmak, isyan etmek, kabarmak, kıyam etmek
başkalık
ayrım, fark
başkan
reis, sadır
başkanlık
riyaset
başkası
diğeri, öbürü
başkent
başşehir, payitaht
baskı
basılış, el, neşir, tahakküm, tazyik, yumruk, zor
baskın
sel
baskül
kantar
başlamak
almak, atılmak, doğmak, gelmek, girmek, kalkmak, koyulmak, olmak, oluşmak, tutmak
başlangıç
baş, eşik, giriş, menşe, mukaddime
başlangıçta
ilkin, önceden
başlarken
önceden
başlayıcı
müptedi
başlı
çivi
başlıca
esas, gerçek
başlık
kalın, serlevha
basma
gübre, matbu, tezek
basmak
bürümek, çap etmek, çökmek, kaplamak, örtmek, tabetmek, vurmak
başmak
ayakkabı
başmaklık
has
başmal
sermaye
başnazır
başbakan
başöğretmen
müdür
başörtü
baş örtüsü
başörtüsü
leçek
başşehir
başkent, payitaht
başta
ilkin, özellikle
baştan
yeniden
baştan aşağı
tamamen
baştan savma
üstünkörü
baştan sona
daima, tamamen, tamamıyla
bastık
pestil
bastırık
yük
bastırmak
boğmak, dikmek, durdurmak, gidermek, gömmek, kaplamak, yenmek, yırtmak
baston
asa, kötek
başüstüne
oldu
başvekil
başbakan
başvezir
sadrazam
başvurma
müracaat
başvurmak
gezmek, gitmek, müracaat etmek
başvuru
müracaat
başyapıt
şaheser
bataklık
azmak
batarya
pil
bateri
davul
bati
ağır
bati
yavaş
batı
garp
batık
gamze
batıl
asılsız, çürük
batın
göbek, gömlek
batın
karın, kuşak
bâtın
gizli
bâtın
iç
batırmak
banmak, gömmek, mahvetmek
batış
gurup
batkı
hüsran, iflas
batkın
müflis
batkınlık
iflas
batma
çökme
batmak
çökmek, dokunmak, gark olmak, incitmek, kirlenmek, sançmak, yemek, yok olmak
batmış
batık
bavul
camedan
bay
erkek
bayağı
adi, alelade, aşağı, aşağılık, basit, epey, gerçekten, hasis, küçük, oldukça, pespaye, sıradan, süfli, yoz
bayağılaşmak
düşmek
bayak
demin
bayakki
deminki
bayan
eş, hanım, hatun, kadın, karı
bayat
kart
baygınlaşmak
süzülmek
bayılmak
bitmek, ödemek, vermek
bayındır
imar, mamur
bayındırlık
imar
bayır
dışarı
baylanlık
işve, naz
baylanmak
nazlanmak, şımarmak
bayrak
öncü, sancak, sembol, simge
bayrak ağacı
gönder
bayrak direği
gönder
bayram
alay, neşe, sevinç, şenlik
bayrılık
kıdem
baytar
veteriner
baz
temel
bazen
bazı, kâh, kimi
baziçe
oyun
bazı
bazen, birtakım, kimi
bazısı
kimi, kimisi
bebek
çağa
beceri
maharet
becerikli
acar, mahir, usta
beceriklilik
hüner
beceriksiz
âciz, amatör
becermek
bozmak, uydurmak
bed
çirkin, kötü, tuhaf
bedaheten
ansızın, irticalen
bedava
caba, havayi, meccanen, müft, parasız, pulsuz
bedavadan
parasız
bedbaht etmek
üzmek
bedbin
kötümser
beddua
lanet
beddua etmek
kahretmek, lanetlemek
bedel
değer, denk, eşit, fiyat, karşılık, kıymet
beden
cisim, gövde, üst, üzeri, vücut
bedharç
savurgan
bedihi
belli
bedir
dolunay
bedreftar
geçimsiz
begayet
aşırı
beğeni
tabiat, zevk
beğenilen
bedii, maruf, mazbut, zarif
beğenilmeyen
berbat, itici
beğenme
rağbet
beğenmek
açmak, alkışlamak, bitmek, onaylamak, tutmak
beğenmemek
yermek
behemehâl
mutlaka
behişt
cennet
behre
hisse, nasip, pay
beis
engel, zarar
bek
katı, sağlam, sert
bekâr
mücerret, subay
bekâret
saflık, yenilik
bekçi
gözetçi, karakolcu, keşikçi, nokta
bekinmek
direnmek
bekitmek
kapamak, tıkamak
beklemek
aramak, durmak, eğlenmek, gözetmek, gözlemek, istemek, korumak, ummak
beklenen
muhtemel
beklenir
muhtemel
beklenmedik
fevkalade, hayret
beklenti
ümit
bekletmek
oyalamak
bekleyivermek
beklemek
bekri
ayyaş
bel
işaret
bel kemiği
esas, temel
bela
çile
belalı
şirret
belde
çevre, kasaba, mekân, şehir, yer
beledi
yerleşik
belediye
icraiye komitesi
belemek
bulamak
belen
bayır, bel, tepe
belenmek
bulaşmak
beleş
havayi, müft, müfte, pulsuz
belet
bildik
beletçi
iletken, kondüktör
belge
senet, vesika
belgesel
senetli
belgi
alamet, nişan, şiar
belgin
sarih
belginlik
sarahat
belgit
senet
beli
efendim, evet
beli bükük
zavallı
belik
örgü
belinlemek
irkilmek
belirgin
açık, sarih, saydam
belirleme
tayin, tespit
belirlemek
muayyen etmek, sınırlamak, tayin etmek, tespit etmek, yakalamak
belirlenmiş
muayyen
belirli
belli, makul, muayyen
belirme
tebarüz, tezahür
belirmek
dolaşmak, peyda olmak, teşekkül etmek, uçmak, uyanmak, zahir olmak
belirsiz
meçhul, müphem, uçuk
belirten
tamlayan
belirti
alamet, emare, gösterge, işaret, koku, nişan, tezahür
belirtik
açık, belli, sarih
belirtke
amblem, gösterge
belirtme
tasrih, tayin
belirtmek
açıklamak, göstermek, kaydetmek, kesmek
beliye
keder, tasa
belki
ihtimal, muhtemelen
belkili
ihtimalî, muhtemel
bellek
akıl, dağarcık, hafıza, kafa, zihin
bellemek
aktarmak, çapalamak, öğrenmek, sanmak
belli
aşikâr, mahsus, malum, maruf, muayyen, vazıh, zahir
belli başlı
muayyen
belli belirsiz
hafif
belli etmek
tayin etmek
belli olmak
yansımak
bellik
ayraç, işaret
ben
hal
bencil
egoist, hodbin
bencilik
hodpesentlik
bende
köle, kul
benefşe
menekşe
benek
hal, nokta, puan
bengi
ebedî, ölümsüz
beniâdem
insan
benibeşer
insan
benimsemek
ısınmak, katılmak, paylaşmak, sarılmak, tutmak
benimsenilmeyen
itici
benimsenmek
oturmak
beniz
bet, yüz
benlik
gurur, kibir, kişilik, şahsiyet
bent
bağ, baraj, eklem, set
bent olmak
bağlanmak
bentlemek
kenetlemek
benzemek
çalmak, dönmek, göstermek, kaçmak, kesilmek, okşamak, yaklaşmak
benzer
bir, emsal, eş, kabil, misal, nüsha
benzeri
aynı, benzer, eş, tıpkı
benzerlik
birlik
benzeşim
benzer
benzetme
teşbih
benzetmek
bozmak, dövmek
benzeyen
yakın
benzin
süt
beraat kazandırmak
aklamak
beraber
birlikte, denk, eşit
beraberinde
birlikte
beraberlik
el birliği, müsavat
berat
nişancı
berbat
bozuk, çirkin, döküntü, kötü, perişan, viran
berbat olmak
bozulmak, kirlenmek
berber
tellak
berber dükkânı
berber
berceste
güzel, latif, seçme
berduş
bozuk, pis
bereket
bolluk, yağmur
bereketlenmek
artmak, çoğalmak
bereketli
bol, mübarek, verimli
berenarı
biraz, oldukça
bergüzar
armağan, yadigâr
berhava
boş, yararsız
berhava etmek
yok etmek
berhayat olmak
yaşamak
berhudar
mutlu
beribenzer
alelade, bayağı, sıradan
berk
katı, kıskıvrak, sağlam, sert, tıkız
berkitme
takviye
berkitmek
raptetmek
berrak
açık, aydınlık, dupduru, duru, şeffaf, temiz
bertaraf etmek
gidermek
bertik
çürük, yara
bertilmek
çürümek, incinmek, morarmak
beş
ilkokul
bes
kâfi, ya, yeter
beş altı
biraz, birkaç
beş on
biraz
beşaret
muştu
beşer
insan, insanoğlu
beşeriyetçi
insancıl
besili
semiz
besin
azık, gıda
beşkardeş
şamar
beslek
hizmetçi
beslemek
bakmak, desteklemek, eklemek, katmak
beslengi
evlatlık, hizmetçi
besmele
bismillah
beste
ahenk, hava, melodi
besteci
bestekâr, kompozitör
bestekâr
kompozitör
bestelemek
yakmak
bet
beniz, sıfat, yüz
betik
kitap, mektup, pusula, tezkere
betim
tasvir
betimleme
tasvir
bevvap
kapıcı
bey
efendi, eş, koca, komutan
bey soylu
asil
beyaban
çöl
beyan etmek
söylemek
beyanat
bildiri, demeç
beyaz
ak, kır
beyaz perde
sinema
beyaz zehir
beyaz
beyazca
akça
beyazlanmak
ağarmak
beyazlaşmak
ağarmak
beygir
at
beyhude
anlamsız, boşuna, yararsız
beyhude yere
boşuna
beyin
akıl, dimağ
beyinli
akıllı
beyit
ev
beylik
hükûmet
beynelhalk
enternasyonal
beynelmilel
uluslararası
beyyine
delil, kanıt
bez
çaput
bezdirmek
tüketmek
bezek
süs, ziynet
bezeklemek
süslemek
bezekler
tezyinat
bezeksiz
yalın
bezelye
nohut
bezeme
tezhip
bezemek
süslemek
bezen
bezek, süs
bezenmek
donanmak
bezgi
bezek, süs
bezginlik
usanç
bezirgân
tüccar
bezmek
usanmak
biabır etmek
azarlamak
biaman
gaddar, zalim
biber dolması
dolma
biberli
acı
biberon
emzik
bibi
hala
bibliyografi
kaynakça
bibliyografya
kaynakça
biçare
çaresiz, gariban, zavallı
bicik
meme
biçim
eşkâl, hat, kalıp, merkez, minval, suret, şekil, tarz
biçimci
şekilci, şekilperest, tutum
biçimli
düzgün
biçimsel
şeklî
biçimsiz
kötü
biçmek
çalmak, kesmek
bidar
uyanık
bidayet
başlangıç
bigâne
yabancı
bihaber
bilgisiz
bihakkın
gerçekten
bihuş
deli, sersem, şaşkın
biilaç
çaresiz
bikes
kimsesiz
bilahare
sonra, sonradan
bilakis
aksine, tersine, yok
bilamübalağa
abartmadan
bilavasıta
doğrudan doğruya
bilcümle
bütün, hep
bildik
aşina, belet, tanıdık, tanış
bildiri
beyanat, tebliğ
bildirim
tebligat
bildiriş
duyuru, ilan, tebligat
bildirişim
iletişim
bildirme
arz, tebliğ
bildirmek
aktarmak, beyan etmek, getirmek, lütfetmek, vermek, yayımlamak
bile
birlikte, da, dahi, hatta, üstelik
bile bile
kasten
bilecen
ukala
bilek
güç, kuvvet
bilek damarı
nabız
bilen
alim
bilerek
kasten, kasti, mahsus
bileşik
mürekkep
bileşke
birleşme
bilezik
kelepçe
bilfarz
söz gelişi
bilge
hakim
bilgelik
bilgi, hikmet, vukuf
bilgi
bilim, haber, malumat, marifet, olgun, veri, vukuf
bilgilenmek
öğrenmek
bilgili
agâh, haberdar, uyanık
bilgin
alim, âlim
bilgisayar
kompüter
bilgisiz
acemi, boş, cahil, kabak, nadan, yavan, yayan
bilgisizlik
cehalet
bilhassa
alelhusus, hususiyle, özellikle
bili
bilgi
bilici
alim
bilik
vukuf
bilim
bilgi, ilim, marifet
bilim adamı
âlim, bilgin
bilimci
bilgin
bilimsel
ilmi, ilmî
bilinç
dimağ, şuur, zihin
bilinçaltı
şuuraltı, tahteşşuur
bilinçlilik
nesne
bilinen
aşina, malum
bilinmedik
meçhul
bilinmeyen
gizli, meçhul, muamma, yabancı, yeni
bilir
agâh
bilirkişi
uzman
biliş
bildik, tanıdık, vukuf
bilisiz
bilgisiz, cahil
bilisizlik
bilgisizlik
bilişmek
öğrenmek
billahi
vallahi
billur
kristal
bilme
irfan, vukuf
bilmece
bulmaca, muamma
bilmeden
ezbere, kazara, yanlışlıkla
bilmek
anlamak, çakmak, hatırlamak, inanmak, paykamak, sanmak, saymak, tanımak
bilmeyerek
yanlışlıkla
bilmezlik
cehalet
bilvasıta
dolaylı
bilye
kürecik, misket
bilyon
milyar
bina
çatı, yapı
bina etmek
dayamak, kurmak, yapmak
binaenaleyh
buna göre, bunun için
bindi
destek
bindirim
zam
bindirmek
eklemek, katmak
binmek
atlamak, katılmak
binnetice
nihayet
bir
ancak, aynı, benzer, eş, müşterek, sadece, tek, vahit, yalnız
bir anda
çabucak
bir araba
fazla
bir cür
özdeş
bir defa
hele
bir hayli
çok, epey, hayli
bir hoş
garip
bir iki
birkaç
bir kadar
biraz, birtakım
bir kez
bir
bir küme
fazla
bir lahzada
çabucak
bir nebzecik
küçücük
bir nice
birçok
bir numara
birinci, tek
bir örnek
yeknesak
bir tahtada
yekten
bir tane
biricik, yegâne
bir tomar
fazla
bir vakitler
eskiden, vaktiyle
bir zaman
biraz, eskiden, vaktiyle
bir zamanlar
eskiden, vaktiyle
birader
kardeş
biraz
azıcık, bir kadar
biraz önce
demin
birçok
çoklu, hayli, kaç, müteaddit, nice
birden
ani, aniden, ansızın, çabucak, gafleten, yekten
birdenbire
ani, aniden, ansızın, gafleten, yekten
bire bir
aynı, tıpkı
birebir
uygun
birey
can, duygusal, fert, şahıs
birge
birlikte, mutabık, ortaklaşa
birgelik
el birliği
biricik
tek, yegâne
birikim
deneyim
birikmek
üşüşmek, yığılmak, yığışmak
biriktirmek
tutmak, yığmak
birim
ünite, vahit
birinci
öncü
birinci sınıf
mükemmel
birkaç
az
birleşik
bir, mürekkep
birleşme
camia
birleşmek
kavuşmak
birleşmiş
mürekkep
birleştirmek
ulamak
birlik
bağlantı, bağlılık, bütün, tek
birlikte
beraber, bile, birge, müşterek, ortaklaşa
birtakım
bazı, bir kadar, kimi
birtakımı
bazısı, kimi, kimisi
bismillah
besmele
bitap
bitkin, yorgun
bitaraf
çekimser, yansız
bitek
verimli
bitik
dolaşık, fena, kötü, yapışık
bitim
nihayet, son
bitiren
tüketici
bitirilmek
tamamlanmak
bitirim
kumarhane, yaman, zeki
bitirim yeri
kumarhane
bitirimhane
kumarhane
bitirme
hatim, ikmal, kat, mezuniyet
bitirmek
bağlamak, devretmek, kotarmak, mahvetmek, süpürmek, tamamlamak, temizlemek, tüketmek, yemek, yormak
bitirmiş
açıkgöz
bitişik
komşu
bitiştirmek
kenetlemek
bitki
nebat
bitkin
güçten düşmüş, harap, tapsız, turşu, üzgün
bitkinleşmek
tükenmek
bitkisel
nebati
bitli
cimri
bitmek
bayılmak, beğenmek, çıkmak, dinmek, erimek, geçmek, kurtarmak, sonuçlanmak, tamamlanmak, tükenmek, yetişmek
bitmeme
devam
bitmeyen
sonsuz, tükenmez
bitmiş
tamam
bittabi
elbette, tabii
biyografi
öz geçmiş, tercümeihal
biz
tığ
bizar
tedirgin
bizar olmak
bıkmak, usanmak
bizatihi
kendiliğinden
bizzat
şahsen
bıçkın
cesur, kabadayı, korkusuz, yürekli
bıkkın
yanık
bıkkınlık
usanç
bıkma
usanç
bıkmak
tenge gelmek, usanmak, yılmak
bıldır
geçen yıl
bılkımak
bozulmak, erimek, yumuşamak
bıngıldamak
titremek
bırakıt
miras
bırakma
tevdi
bırakmak
artırmak, boşamak, bozmak, dökmek, geçmek, koymak, saklamak, salmak, terk etmek, unutmak
bırakmamak
tutmak
blöf
karakorku, uydurma
bloke etmek
durdurmak
blucin
kot
bobin
makara
böbür
kibir, leopar
böbürlenme
böbür
böbürlenmek
kabarmak, lokalanmak, tekebbürlenmek
boca etmek
boşaltmak, dökmek
bocalamak
karıkmak, şaşmak
böcü
böcek, kurt
bodrum
zirizemin
boduç
bardak
bodur
alçakboylu, cırttan, kısaboy
boğanak
sağanak
boğaz
gebe, kursak
boğazlamak
kesmek
boğmak
bastırmak, sarmak
boğulmak
bunalmak, gark olmak
boğum
eklem, mafsal
boğumlanma
telaffuz
boğunç
bunalım, kasvet, üzüntü
boğuntu
sıkıntı
boğunuk
donuk, kapalı
böğürmek
öğürmek
boğuşmak
çabalamak, uğraşmak
böhtan
tezvirat
boklu
pis
bokluk
pislik
boktan
yararsız
bol
ferah, iyi, mebzul
bol bolamat
bolluk, refah
bölge
kesim, mıntıka, nahiye, toprak
bölgesel
lehçe
bolluk
bereket, yağmur
bölme
ayırma, taksim
bölmek
ayırmak, kesmek, parçalamak
bölü
taksim
bölücü
münafık
bölük
hane, hizip, kısım
bölüm
büro, çağ, devir, fasıl, göz, kesim, kısım, kol, kürsü
bölümleme
tasnif
bölümlendirme
sınıflandırma
bölünmek
üleşmek
bölüşmek
üleşmek
bölüştürme
taksim
bölüt
halka
bomboş
tamtakır
bön
ahmak, budala, inek, saf
bönce
budala, saf
bonjur
günaydın
bonkör
cömert
bönlük
saflık
borazan
boru
borç
kredi, ödev, ödünç, vecibe
borçlanma
istikraz
borçlu
yükümlü
borcu olmak
ikmale kalmak
bordro
cetvel, siyahe
börkenek
külah
börtmek
haşlamak
boş
abes, açık, anlamsız, bilgisiz, havai, münhal, yararsız
boş boş
anlamsız
boş kafalı
bilgisiz
boş söylemek
zırva
boş yere
boşuna
boşaltma
tahliye
boşaltmak
açmak, çıkarmak, dökmek, kotarmak, kusmak
boşamak
bırakmak
boşanmak
kurtulmak
boşboğaz
çaçaron, çenebaz, farfara, geveze
boşboğazlık
yave, zırva
boşboğazlık etmek
zırvalamak
boşkap
tabak
boşlama
ihmal
boşlamak
bırakmak, sermek
boşluk
ara, göz, kesinti
bostan
bahçe
boşu boşuna
boşuna
boşuna
abes yere, beyhude, boş yere, gereksiz, nafile, nahak
boy
destan, kabile
boy bos
değer, kesim
boydak
bekâr, serbest, yalnız
boylam
meridyen, uzunluk dairesi
boylamak
batmak, çıkmak, düşmek, yükselmek
boylu boslu
gösterişli, yakışıklı
boyun
dal, sorumluluk, üzeri
boyun bağı
kravat
boyun borcu
vecibe
boyunbağı
kolye
boyunduruk
esaret
boyut
durum, ebat, kapsam, mikyas, nitelik, ölçü
boz
gri
boz renk
gri
boza olmak
utanmak
bozan
öçürge, silgi
bozdurmak
bozmak, hurdalamak
bozdurtmak
bozdurmak
bozgun
bozulmuş, uçarı, yenilgi
bozgunluk
bozgun
bozkır
çöl, düz, step
bozma
ihlal, iptal, tahrip
bozmak
becermek, bırakmak, bozdurmak, feshetmek, haklamak, yenmek, yıkmak
bozuk
berbat, çap, eğreti, gergin, kaput, karışık, kızgın, kötümser, ucuz
bozuk para
bozuk, bozukluk
bozukluk
arıza, fesat, illet, sekte
bozulma
arıza, tefessüh
bozulmak
arızalanmak, ekşimek, içerlemek, kulumak, sınmak, yozlaşmak
bozulmamış
sağlam
bozulmuş
bozgun, yoz
bozum olmak
utanmak
bozuntu
döküntü
branş
dal, ihtisas, kol
bravo
aferin
briz
meltem
bronz
tunç
broşür
kitapça, risale
bu
işte
bu an
derken
bu arada
beraber
bu vakit
derken
bucak
açı, kasaba, kenar, köşe, nahiye, yer, zaviye
buçuk
yarım
budak
dal
budala
ahmak, divane, enayi, giç, hıyar, kaz, sefih, şaşkın
budalalık
ahmaklık
budamak
azaltmak, kısaltmak
budun
kavim, millet, ulus
budur
işte
büğet
bent
buğu
buhar
buğulu
nemli, yaşlı
bugün
zaman
bugünlerde
geçende
buhar
buğu
buhar olmak
kaybolmak, yok olmak
buhari
şömine
buharlaşmak
yok olmak
buhran
bunalım, kriz
bühtan
iftira
buhur
tütsü
bük
dönemeç
bukağı
köstek
bukağılamak
kösteklemek
bukağılık
bilek
bukanak
ayak
buke
koku
buket
gül destesi, güldeste
büklüm
buruk, burum, dönemeç, kıvrım, viraj
bükmek
eğmek, katlamak, kıvırmak
büküç
köşe
bükülme
devrim
bükülmek
eğilmek, katlanmak, yönelmek
bükülmüş
kıvrım
büküm
kat, kıvrım
büküntü
dönemeç, viraj
bulak
kaynak, pınar
bulanık
dumanlı
bulanıklık
kesafet
bulanmak
kabarmak, karışmak
bulaşan
bulaşıcı, geçici
bulaşıcı
geçici, yolukucu
bulaşık
etki, iz, karışık, kirli, yapışkan
bulaşkan
yapışkan
bulaşmak
çatmak, çıkmak, girmek, sataşmak, sirayet etmek, sıvışmak
bulaşmış olmak
kapmak
bulaştırmak
sıvamak
bulgu
netice
bulmaca
bilmece
bulmak
çıkarmak, hatırlamak, keşfetmek, sağlamak, seçmek, tapmak, temin etmek, ulaşmak, uydurmak
bülten
dergi
bulucu
kâşif
bulunak
adres
bulunan
mevcut
bulunmak
çıkmak, düşmek, gezmek, olmak, yatmak
bulunmamak
eksilmek
bulunmayan
sıfır
bulunmaz
kıymetli, nadir
buluş
icat
buluşma
mülakat
buluşmak
karşılaşmak, kavuşmak
bulut
endişe, keder
bulutsuz
açık, berrak
bun
sıkıntı
buna göre
binaenaleyh
bunalım
buhran, kriz
bunalmak
daralmak, darıkmak, sıkılmak
bunaltıcı
ağır
bunaltmak
boğmak, sıkmak
bunamak
hariflemek
bunca
çok, epey
bundan ilave
caba
bundan sonra
artık
bungunluk
sıkıntı
bunluk
buhran, bunalım, sıkıntı
bunmak
küçümsemek
bunun için
binaenaleyh
bünye
kuruluş, yapı
burağan
hortum
burası
bura
burcu
ıtır
burgu
matkap
bürgü
atkı, çarşaf
burhan
kanıt
burma
musluk
burmak
kıvırmak
büro
bölüm, ofis, şube, yazıhane
bürokrasi
resmiyetçilik
bürokrat
şekilci
burs
tekaüt
buru
sancı
buruk
büklüm, diş kamaştırıcı, tosun
bürük
duvak
burulgan
girdap
burulmak
ağrımak, dönmek, gücenmek
burum
büklüm
bürüme
istila
bürümek
almak, basmak, kaplamak, örtmek, sarmak, tutmak
burun
kibir
burun otu
enfiye
buruşmak
tiksinmek
büsbütün
sırf, tamamen, tamamıyla, temelli
buse
öpücük
butlan
haksızlık
bütün
birlik, cemi, cümle, kamu, kül, mecmu, olanca, tam, tamam, tüm, yekpare
bütün bütün
tamamıyla
bütün bütüne
tamamıyla
bütünleme
ikmal, tamamlama
bütünlemek
tamamlamak
bütünlenmek
tamamlanmak
bütünü
hepsi
bütünüyle
top
buut
boyut
buyruk
emir, ferman, irade
büyü
afsun, cadı, efsun, sihir
büyücü
sihirbaz
büyük
aka, koca, kocaman, kodaman, muhteşem, önemli, yetişkin, yüce
büyük ana
büyük anne
büyük anne
nine
büyük baba
dede
büyük bacı
abla
büyük peder
büyük baba, dede
büyükanne
nene, nine
büyükbaba
baba, dede
büyükbaş (hayvan)
karamal
büyükelçi
elçi, sefir
büyüklenme
burun, gurur, kasıntı, kibir, kurum, tavır, tekebbür
büyüklenmek
şişmek
büyükler
erkân, kibar
büyüklüğünde
kadar
büyüklük
çap, devlet, heybet, ihtişam, oran
büyülemek
cadılamak, efsunlamak, sihirlemek
büyültmek
abartmak
büyüme
nema
büyümek
çıkmak, kabarmak, palazlanmak, serpilmek, yaşlanmak, yetişmek
buyurmak
almak, demek, etmek, geçmek, gelmek, girmek, gitmek, söylemek
buyuru
buyruk, emir
büyüteç
büyütücü, lup
büyütme
ilave
büyütmek
abartmak, bakmak
büyütücü
büyüteç
büyüyememek
küsmek
buz yalağı
yalak
buzdolabı
soğutucu
büzdürmek
büzmek
buzkaymak
dondurma
büzmek
kısmak
büzük
cesaret
büzüktaş
kafadar
buzulkuşu
diuca speculifera
büzülmek
ufalmak
büzüşmek
ilişmek, kırışmak