www.diledebiyat.net
Bu sitede ara
ANA SAYFA
Biyografiler
Dil ve Anlatım
Türk Edebiyatı
YGS-LYS Konuları
Soru Bankası
100 Eser
Dosyalar
İletişim
EDEBİYAT
Sözlü Dönem Türk Edebiyatı
Halk Edebiyatı
Divan Edebiyatı
Modern Türk Edebiyatı
Yazar ve Şairler
Şiir Bilgisi
Nesir Bilgisi
Anlatım Türleri
Edebî Sanatlar
Edebî Akımlar
Batı Edebiyatı
Çocuk Edebiyatı
Lise 100 Temel Eser
Edebiyat Sözlüğü
Türkiye Edebiyat Haritası
Edebiyat Ajandası
Yazar-Eser Sözlüğü
Türk Mitolojisi
Türk Halk Kültürü
Edebiyat Soru Bankası
Oyun ve Piyesler
DİLBİLGİSİ
Dil Bilimi
Türkçenin Tarihi
Ses Bilgisi
Kelime Bilgisi
Cümle Bilgisi
Paragraf Bilgisi
Metin Bilgisi
Anlatım Bozuklukları
Yazım Kuralları
Noktalama İşaretleri
Türkçe Soru Bankası
Osmanlı Türkçesi
Çağdaş Türk Dilleri
Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler
EĞİTİM-ÖĞRETİM
Dil ve Anlatım Dersi
Diksiyon ve Hitabet
Kompozisyon
TYT - AYT Konuları
GENEL
Paylaşım
İletişim
DOST SİTELER
Edebiyol
Azerbaycan Edebiyatı
HiTurkey
Eş ve Yakın Anlamlı Kelimeler
>
Eş Anlamlı ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü |E|
Eş Anlamlı ve Yakın Anlamlı Kelimeler Sözlüğü |E|
ebat
boyut, mikyas, ölçü
ebe
mamacı, nine
ebedi
sonsuz
ebedî
ilelebet, ölümsüz
ebedî
sonsuz
ebedî uyku
ölüm
ebeveyn
anne baba, ata ana, valideyn
ebleh
budala
ecdat
ata
ece
kraliçe
ecinni
cin
ecir
sevap, ücret
ecnebi
yabancı
eda
davranış, hava, işve, naz, şive, tavır
edabazlık
fiyaka
edat
ilgeç
ede
ağabey
edebiyat
yazın
eden
fail
edep
incelik, terbiye
edep etmek
sıkılmak, utanmak
edeple
nazikâne
edepli
ince, nazik, uslu
edepsiz
densiz, şirret
eder
değer, fiyat, paha
edibane
nazik
edilgen
pasif
edilgen fiil
edilgen
edilgin
pasif
edim
amel, fiil, ivaz
edimsel
aktüel
edinmek
kazanmak, olmak, yapmak
edip
yazar
edisyon
baskı
edviyat
katık
edviye
baharat
efe
ağabey, kabadayı, yiğit, zeybek
efendi
bey, kibar, koca, nazik
efendilik
neciplik
efendim
affedersiniz, bağışlayın, beli, evet
efkâr
kaygı, tasa
efkârıumumiye
içtimai fikir
efkârlanmak
kaygılanmak
efor
çaba, güç
efsane
mit
efsun
büyü, sihir
efsunlamak
büyülemek
efsus
yazık
eften püften
çürük, değersiz
ege
veli
eğe
kaburga
eğe (kemik)
kaburga
egemen
hükümran
egemenlik
buyruk, hüküm
eğer
şayet, velev
eğik
eğilmiş, eğri, meyilli
eğiklik
meyil
eğilim
heves, meyil, nabız, temayül
eğilimli
istekli, meyyal
eğilmek
meyletmek, yamulmak, yatmak
eğilmiş
meyyal
eğim
meyil
eğimli
meyyal
eğin
arka, beden, endam, vücut
eğirmen
iğ
eğitim
terbiye
eğitim bilimi
eğitim
eğitimsiz
ilkel
eğitmek
terbiye vermek
eğleç
fren
eğlek
han, konak
eğlemek
durdurmak, oyalamak
eğlence
âlem, cümbüş, düğün, meze, sefa, sefahat, zevk
eğlenceli
matrak, şen
eğlendirici
maskara
eğlenme
tezyif
eğlenmek
beklemek, durmak, gezinmek, izlemek, lağa koymak, maskaraya koymak, seyretmek
eğleşme
ikamet
eğleşmek
durmak, eğlenmek, kalmak, yaşamak
eğmeç
kavis
eğmeçli
eğri
eğmek
bükmek
ego
ben
egoist
bencil
eğreti
bozuk, geçici, muvakkat, muvakkati, öteri, takma, üstünkörü, yararsız
eğri
çap
eğrim
eğri, girdap
eğrisine
yanlama
egzersiz
meşk
ehemmiyet
önem
ehemmiyetli
önemli
ehil
cemaat, erbap, eş, sahip, sanatkâr, topluluk, usta, üstat
ehlî
ehlileştirme, evcil
ehlidil
kalender
ehlîleşmek
alışmak
ehlileşmiş hayvan
evcil
ehlileştirme
ehlî
ehliyet
sürücülük vesikası
ehliyetli
tam, yeterli
ehliyetsiz
yetersiz
ehram
köpyak, piramit
ehven
ucuz
ejder
ejderha
ejderha
canavar, ejder
ek
devam, ilave, ilişik, koşma, şekilci
ekalliyet
azınlık, azlık
eke
büyük, kart, yaşlı, yetişkin
ekecek
tohum
ekin
kültür
ekin sahası
çiftlik
ekinci
çiftçi, rençper
ekincilik
tarım, ziraat
ekip
grup, kol, takım
ekipman
takım
eklem
bent, boğum, mafsal, oynak
ekleme
ilave, ilhak
eklemek
beslemek, ilave etmek, koşmak, koymak, ulamak
eklenmek
binmek, gelmek
eklenmiş
ek, ilişik
ekmek
aş, çörek, dikmek, kazanç, serpmek, yemek
eko
yankı
ekol
meslek, okul
ekolojik ortam
çevre
ekonomi
iktisat, tutum
ekonomik
hesaplı, iktisadi
eksen
çizgi, dingil, mihver, ok
ekseri
genellikle
ekseriya
genellikle
ekseriyet
çoğunluk, çokluk
ekseriyetle
genellikle
ekşi
uygunsuz
ekşi kiraz
vişne
eksik
az, noksan, sakat, yarım, yarım yamalak
eksik etek
kadın
eksikli
kadın, muhtaç
eksiklik
ayıp, eksi, kusur, noksan, şaibe, zaaf
eksiksiz
bütün, harika, iyi, kâmil, komple, mükemmel, tam, tamam, tamamlamak, temiz, tüm
eksilmek
azalmak, çıkmak, düşmek
eksiltme
ihale
eksiltmek
almak
ekşimek
bozulmak, kesilmek, kıçkırmak, sırnaşmak, somurtmak, turşumak, utanmak
ekşimik
kesik
ekşimsi
buruk
eksperyans
deneyim
ekspoze
özet
ekstre
öz
ekstrem
aşırı, uç
ekti
arsız, cimri, yüzsüz
el
ahali, aşiret, baskı, defa, etki, halk, il, kez, memleket, mülkiyet, pençe, ülke, yabancı, yönetim, yurt
el âlem
herkes
el alışkanlığı
maharet
el birliği
beraberlik, birgelik, dayanışma
el işi
işleme
el kandalı
kelepçe
el kantarı
kantar
el sürmek
dokunmak
el ulağı
yamak, yardımcı
el uzluğu
maharet
elan
daha, hâlâ, henüz, şimdi
elbet
elbette
elbette
elbet, nasıl, nasılsa, pekâlâ, şüphesiz, zahir
elbir
yardakçı
elbise
giyim, giysi, paltar
elbisesiz
çıplak
elçekme
feragat
elçekmemek
tebelleş olma
elçi
büyükelçi, delege, dünür, görücü, peygamber, sefir
elçilik
sefaret
elde etmek
almak, çıkarmak, sağlamak, temin etmek, ulaşmak, uydurmak
elden
doğrudan, hemen
ele salma
iğfal
elebaşı
kuldurbaşı
elektrik
cazibe, çıngı
elektriklemek
etkilemek
elektron
çınca
elektronik
çıncalık
elektronik beyin
bilgisayar
elem
acı, dert, keder, üzüntü
elemek
çalkalamak
elemli
kederli
elenmek
süzülmek
eleştiri
kritik, sınama, tenkit
eleştirici
münekkit, tenkitçi
eleştirme
tenkit
eleştirmeci
münekkit, tenkitçi
eleştirmek
rey vermek, tenkit etmek
eleştirmen
münekkit, tenkitçi
elgin
garip, yabancı
elgün
dünya
elhak
doğrusu, gerçekten
eli açık
cömert
eli sıkı
cimri, hasis
eli uz
usta
elim
acıklı
elimine etmek
elemek
elinin körü
kötü
elit
seçkin
elkızı
eş, gelin, kadın
elleme
iyi
ellik
eldiven
elmacık kemiği
elmacık sümüğü
elmacık sümüğü
elmacık kemiği
elmas
cevahir
elmastıraş
elmas
eloğlu
damat, el, koca, yabancı
elöpen
kertenkele
elüstü
yarım yamalak
elverişli
makul, müsait, uygun, yarar
elverişsiz
dar, ters
elvermek
kifayet etmek
elzem
çok lazımlı, zaruri
em
ilaç, merhem
emanet
can, mevduat, ruh
emanet etmek
ısmarlamak
emare
alamet, belirti, delil, iz
embesil
ahmak, aptal, budala
emcek
meme
emcik
meme
emek
himmet, iş, mesai
emekçi
zahmetkeş
emekli
tekaüt, zor
emeksiz
bedava, kolay
emektar
eski
emektaşlık
iş birliği, teşrikimesai
emin
emniyetli
emin amanlık
emniyet, güvenlik
emin olmak
güvenmek, inanmak
emir
buyruk, ferman, istek, komut, talimat
emir subayı
yaver
emir vermek
komut vermek
emisyon
sürüm
emlak
yurt
emmek
çekmek, içmek
emmi
amca
emniyet
asayiş, emin amanlık, güven, güvenlik, itimat
emniyet etmek
güvenmek
emniyetli
emin, güvenilir
emniyyet
güvenlik
emretmek
buyurmak
emreylemek
buyurmak
emrihak
ölüm
emrivaki
oldu bitti
emsal
benzer, denk, eş, numune, örnek, yaşıt
emtia
mal
emzik
ibik
en
arz, işaret
en adi
ilkel
en az
asgari
en çok
azami
en dairesi
enlem
enam
halk
enayi
budala, giç, ördek, sarsak
encam
gelecek
endam
kesim
endamsız
çelimsiz, kısa
endaze
ölçü
endazeli
ölçülü
endeks
dizin, gösterge
ender
nadir
endirekt
dolaylı
endişe
bulut, düşünce, kaygı, korku, kuşku, tasa
endişe etmek
kaygılanmak, korkmak
endişelenmek
kaygılanmak
endüstri
sanayi
endüstrileşmek
sanayileşmek
endüstriyel
sınai
enerjik
acar, aktif
enez
hantal
eneze
cılız, zayıf
enformasyon
haberleşme
engebe
arıza, iniş yokuş, kabarık
engebelik
engebe
engel
duvar, köstek, mahzur, mani, müşkül, pürüz, yük
engel olmak
alıkoymak, çelmek, göğüslemek, menetmek, önlemek
engelleme
işgal
engellemek
çelmek, hapsetmek, karışmak, kösteklemek
engellenmeyen
özgür
engelleyen
kırıcı
engelli
sakat
engelsiz
açık
enik
çocuk, küçük
enikonu
ince, oldukça
enişte
küreken, yezne
enjeksiyon
iğne
enjektör
iğne
enkaz
döküntü, harabe, harabelik, yıkıntı
enlem
en dairesi, paralel
enli
geniş
ense
arka, art, dal
ensesi kalın
varlıklı, zengin
ensiz
dar
enstrüman
çalgı
entari
giysi, kadın paltarı
entegrasyon
uyum
entelektüel
aydın, münevver
enteresan
ilginç, meraklı
enternasyonal
beynelhalk, uluslararası
entipüften
uydurma
entrika
dek, hile, oyun
envai çeşit
nevbenev
envanter
demirbaş
envestisman
yatırım
epey
bayağı, hayli, oldukça, oldukça çok
epeyce
epey
epeyi
epey
epeyice
epey
epik
destani
epikriz
hikâye
epilepsi
sara
epizot
dilim
epope
destan
eprimek
erimek, yumuşamak
er
asker, erkek, erken, kahraman, kişi, koca, mert, nefer, yiğit, zevç
er avrat
eş
er bezi
haya, yumurta
er kişi
erkek
erbap
ehil, usta
erdem
fazilet
erdemli
yüksek
erden
bakire
erek
amaç, gaye, hedef, maksat, murat
eren
aziz, ermiş
ergen
bekâr
ergilik
şilt
ergin
reşit
ergonomik
elverişli, kullanışlı
erik
alça, kayısı
erim
çalım, menzil, muştu
erimek
bitmek, tükenmek, yok olmak
erinç
huzur, rahat
erincek
tembel, üşengeç
erinçli
rahat
erinçsiz
rahatsız
erinmek
üşenmek
erir
münhal
erişim
ulaşım
erişkin
kâmil
erişme
idrak
erişmek
çatmak, çıkmak, değmek, demek, girmek, ulaşmak, varmak, yetişmek
erişmiş
nail
eritme
hal
eritmek
yok etmek
eriyebilen
münhal
eriyik
mahlul
erk
iktidar, kudret, kuvvet, nüfuz
erkân
yol, yöntem
erkânıharbiyeiumumiye
genelkurmay
erkânıharp
kurmay
erke
ışık, kudret
erkek
bay, er, kişi, koca, mert, sap
erkek berberi
berber
erkeklik organı
kamış
erken
er
erken bahar
ilkbahar
erketeci
gözcü
erkin
hür, serbest
erkincilik
inanç
erkli
kadir, muktedir
erköyün
şımarık
erköyünleşmek
şımarmak
ermek
erişmek, kavuşmak, yetişmek
ermiş
aziz, evliya, veli
eroin
maden
erteleme
tecil, tehir
ertelemek
atmak, savsaklamak, sonraya saklamak
ertelenmek
kalmak
erzan
ucuz
erzel
alçak, soysuz
eş
adam, aile, arkadaş, avrat, bayan, benzer, bey, bir, ehil, emsal, er avrat, familya, hanım, harem, hatun, karı, kişi, koca, koşa, kuma, ortak, tay, yoldaş
eş anlamlı
anlamdaş
eş güdüm
koordinasyon
eş koşma
şirk
esans
ıtır, ruh
esaret
boyunduruk
eşarp
atkı, baş örtüsü
esas
ana, anayasa, asıl, baş, başlıca, gerekçe, gövde, hakikat, ilke, kök, mahiyet, omurga, temel, üs
esas kanun
anayasa
esasen
gene, zaten
esasi
esas
esaslanmak
kökleşmek
esaslı
doğru, güzel
esassız
asılsız, yalan
esatir
mitoloji
esbabımucibe
gerekçe
esbak
eski, geçmiş
esef
kaygı, tasa, üzüntü
esef etmek
hayıflanmak
eşek
merkep
eşekçe
kaba
eşelemek
deşelemek, eşinmek, kurcalamak
eseme
mantık
esen
iyi, selamet
esenleme
selam
esenleşmek
vedalaşmak
esenlik
afiyet, sağlık, selamet, sıhhat
eser
im, işaret, iz, kitap, ürün, yapıt, yayın
esermek
bakmak, beslemek
eşey
cinsiyet
eşeysel
cinsel
eşik
astana, başlangıç
esin
ilham
esinlenmek
ilham almak
eşinmek
eşelemek
esinti
hava
esir
hava, köle, tutsak
esir etmek
alıkoymak
esirgeme
himaye, rahim
esirgemek
himaye etmek, korumak, sakınmak, saklamak
esirgememek
kıymak
esirlik
esaret
esirmek
delirmek, sertleşmek
eşit
beraber, müsavi, tay
eşitlik
müsavat
eşkal
biçim
eşkâl
biçim, görünüş, kılık
eski
çaput, emektar, ezelî, külüstür, paçavra, sabık
eskiden
evvelce, evveller, geçmişte
eskileşmek
eskimek
eskimek
aşınmak, yaşlanmak, yıpranmak
eskimiş
yırtık
eşkin
filiz, sürgün
eskiz
taslak
eşkıya
harami, kuldur
eslek
itaatli
eşlem
kopya
eşleşmek
çiftleşmek
esme
ürperti
eşme
kaynak, pınar
esmek
üfürmek
eşmek
araştırmak, incelemek
esmer
kara, karaca
esna
sıra
espas
aralık
espressivo
duygulu, içten
espri
nükte
esrar
duman, keyif, maden, mal, ot
esrarlı
esrarengiz
esrik
dumanlı, sarhoş
essah
doğru, gerçek
estelik
abide, anıt, yadigâr
estetik
bedii
esvap
giysi
eşya
kayıt, yük
et
ten
et kafalı
budala, enayi, kaba
etanol
alkol
etap
adım, aşama
etçi
kasap
etekserpen
pasaklı
etiket
kimlik
etil alkol
alkol
etken
aktif, faktör, malum, müessir
etki
bulaşık, el, hasiyet, hüküm, tesir, yardım
etki etmek
savmak
etkileme
tesir
etkilemek
cezbetmek, dokunmak, işlemek, koymak, silkelemek, tesir etmek
etkilenmiş
müteessir
etkileyicilik
karizma
etkili
aktif, canlı, dokunaklı, güçlü, keskin, kuvvetli, müessir, tesirli, yanık, yüksek
etkili olmak
yapmak
etkime
tesir
etkimek
tesir etmek
etkin
aktif, faal
etkin olmak
konuşmak
etkinlik
faaliyet
etkinlik merkezi
oditoryum
etkisiz
tesirsiz
etlenmek
semirmek, şişmanlamak
etli
dolgun, kalın
etli canlı
güçlü
etmek
buyurmak, görmek, kılmak, yapmak
etmen
faktör
etraf
civar, çevre, muhit, ortalık, yöre
etrafını alarak
çepçevre, çepeçevre
etsiz
kuru, sıska, zayıf
etüt
mütalaa, müzakere
etüt etmek
araştırmak, incelemek
ev
aile, beyit, dar, hane, konut, mekân, nesil, ocak, soy, sülale
ev bark
ev, mülk
evcil
ehlî, ehlileşmiş hayvan, yerli
evcilleşmek
alışmak
evet
beli, efendim, oldu, olur, peki, tamam, ya
evetlemek
onaylamak
evham
kuruntu, kuşku, vehim, vesvese
evhamlanmak
kuşkulanmak
evinsiz
boş, kof
evirme
akis
evirmek
çevirmek
evirtim
akis
evla
yeğ
evlat
çocuk, döl, soy, yavru
evlek
mandal
evlendirmek
yapmak
evlenme
izdivaç
evlenmek
varmak
evlenmemiş
mücerret
evlilik akdi
nikâh
evliya
ermiş
evolüsyon
gelişme
evrak
senet
evre
aşama, basamak, merhale, mertebe, safha
evren
âlem, cihan, kâinat
evrim
tekâmül
evsaf
hususiyet, seciye
evsiz barksız
avare, başıboş
evvel
geçmiş, ilk, kabak, önce
evvel bahar
ilkbahar
evvela
ilkin, önce
evvelce
eskiden, önce, önceden
evvelden
eskiden, evvelce, önceden
evveli
eskiden
evvelki
sabık
evveller
eskiden
evvelsi
evvelki
eyalet
taşra, vilayet
eyitmek
demek
eylem
fiil, hareket, iş
eylemek
buyurmak, etmek, yapmak
eyvallah
hüdahafız
eyvan
teras
ezancı
müezzin
ezber etmek
ezberlemek
ezberden
ezbere
ezbere
bilmeden, ezberden
ezel ebet
ebediyen
ezelî
eski
ezelî takdir
yazgı
ezgi
gidiş, haz, melodi, nağme, sıkıntı, şarkı, tarz, tempo, terane, üzüntü, yol
ezginlik
sıkıntı, üzüntü
ezik
çürük
ezinç
azap
ezinti
sıkıntı
eziştirmek
tartaklamak, tepelemek
eziyet
azap, sıkıntı, zulüm
eziyet etmek
zulmetmek
ezkaza
kazara
ezme
kahır
ezmek
çiğnemek, çommak, dövmek, harcamak, kahretmek, kısmak, öğütmek, yenmek