Şehnâme'nin ünlü şahlarındandır. Rivâyetlere göre Dârâ, İskender'le yapmış olduğu bir savaşta İskender tarafından öldürülmüştür, bir başka rivâyete göre ise savaştan kaçarken öldürülmüştür. Dârâ, Klâsik edebiyatımızda adı en çok geçen İran hükümdârlarından birisidir. Büyük bir saltanat ve şa'şaaya malik olması, İskender'le olan efsânevî savaşları, taç ve tahtıyla dillere destan olmuş bir hükümdâr olması, hem İran, hem de Türk şiirinde adından çokça bahsedilmesine sebep olmuştur. Dârâ, Klâsik edebiyatımızda, bir ululuk, azâmet ve şa'şaa sembolüdür. Genellikle, memdûh övülürken onun üstünlüğünü ifade için kullanılmışsa da, bazen de dünya hayatının geçiciliğini ve şâirlerin istiğna hallerini ifade etmek için zikredildiği olmuştur. Aşağıdaki beyitte şâir, övdüğü kişinin ordusundan bahsederken, bu mükemmel orduyu Tanrı'nın ne Feridun'a ne de Dârâ'ya vermediğini söylemektedir. Sana ol asker-i mansurı verdi Hak Teâlâ kim Müyesser olmamışdur ne Feridun'a ne Dârâ'ya (Aşık Çelebi) |