FUZULİ GÜLDESTESİ
Ah eyledüğüm serv-i hırâmanun içündür Kan ağladuğum gonca-i handânun içündür Ser-geşteliğüm kâkül-i müşgînün ucundan Âşufteliğüm zülf-i perîşânun içündür Bîmar tenüm nergis-i mestün eleminden Hûnî cigerüm lâ'l-i dür-efşânun içündür Yakdum tenümi vasl günü şem' tek amma Bil kim bu tedârük şeb-i hicrânun içündür Kurtarmağa yağmâ-yı gamundan dil ü cânı Sa'yüm nazar-ı nergis-i fettânun içündür Cân ver gönül ol gamzeye kim bunca zamandır Cân ile seni sakladuğum anun içündür Vâ'iz bize dün dûzahı vasf etti Fuzûlî Ol vasf senün külbe-i ahzânun içindür GAZEL Bağa gir bülbüle arz-ı gül-i ruhsâr eyle Yık gülün 'ırzını bülbül gözüne hâr eyle Bağ şâhidlerine zülf ile çeşmün göster Sünbülü derhem edüp nergisi bîmâr eyle Goncaya lâf-ı letâfetde ağız açdurma Lahzâ lahzâ anı şermende-i güftâr eyle Serve âzâdlık ismiyle yaraşmaz yürümek Anı hem şîve-i reftâra giriftâr eyle Dâr-ı dünyânı gönül cehd kılup terk ede gör Hâb-ı gafletde iken özüni bîdâr eyle Ey ciger zahmı ağız açma hadengin göricek Yetene râz-ı nihânum yeter izhâr eyle Kes Fuzûlî tama'un gayrı temennâlardan Handa olsan taleb-i devlet-i dîdâr eyle GAZEL Ey giyip gülgûn demâdem azm-i cevlân eyleyen Her taraf cevlân edip döndükçe yüz kan eyleyen Ey beni mahrum edip bezm-i visâlinden müdâm Gayri, hân-ı iltifatı üzre mihmân eyleyen! Ey demadem reşk tiğiyle benim kanım döküp Mey içip ağyâr ile seyr-i gülistân eyleyen. Bunca kim efgaanımı ey mâh, işittin giceler Dimedin bir gice; ''Kimdir bunca efgaan eyleyen.'' Aşk derdiyle olur aşık mizâcı müstakîm Düşmenimdir dostlar, bu derde derman eyleyen. Derd-i hicrân, natüvan etmiş Fuzûlî hasteyi, Yok mudur Yâ Rabb devâ-yı derd-i hicrân eyleyen GAZEL Felek ayırdı meni cevr ile cânânımdan Hazer etmez mi acep nâle vü efgânımdan Oda yandırmasa bir şu'le ile nüh feleği Ne biter âteş-i âh-ı dil-i sûzanımdan Gam-ı pinhan meni öldürdü bu hem bir gam kim Gül-ruhum olmadı âgeh gam-ı pinhânımdan Âh idi hem-nefesim âh ki ol hem âhir Çıkdı ikrâh kılıp külbe-i ahzânımdan Men ne hâcet ki kılam dâğ-ı nihânım şerhin Âkibet zâhir olur çâk-i girîbânımdan Hak bilir yâr değil cân ü dilimden gâib N'ola ger gâib ise dîde-i giryânımdan Cân eğer çıksa tenimden eser-i mihri ile Eser-i mihri sağınman ki çıkar canımdan Lutf edipsen meğer ey bâd bu günden beyle Veresen bir haber ol serv-i hırâmanımdan Ey Fuzûlî gam-ı hicr ile perîşandır hâl Kimse âgâh değil hâl-i perîşânımdan GAZEL Ey giyip gülgûn demâdem azm-i cevlân eyleyen Her taraf cevlân edip döndükçe yüz kan eyleyen Ey beni mahrum edip bezm-i visâlinden müdâm Gayri, hân-ı iltifatı üzre mihmân eyleyen! Ey demadem reşk tiğiyle benim kanım döküp Mey içip ağyâr ile seyr-i gülistân eyleyen. Bunca kim efgaanımı ey mâh, işittin giceler Dimedin bir gice; ´´Kimdir bunca efgaan eyleyen.´´ Aşk derdiyle olur aşık mizâcı müstakîm Düşmenimdir dostlar, bu derde derman eyleyen. Derd-i hicrân, natüvan etmiş Fuzûlî hasteyi, Yok mudur Yâ Rabb devâ-yı derd-i hicrân eyleyen GAZEL Demiş her goncaya âşıklığum râzın sabâ derler İl ağzın dutmak olmaz korharam ey gül sana derler Esîr-i derd-i ışk u mest -i câm-ı hüsn çok amma Bizüz meşhur olan olan Leylî sana Mecnûn mana derler Senün mihr ü vefâ gösterdüğün ağyâra çok gördüm Galatdur kim seni bî-mihr okurlar bî-vefâ derler Sana derler büt-i Çin zülfüne zünnâr söylerler Zihî îmanı yoklar küfr söylerler hatâ derler Mana derlerdi evvel bir melekdür sevdüğün hâlâ Görenler sen fakîre gökden inmiş bir belâ derler Marîz-i ışk ukd-i zülfün eyler ârzû zîrâ Mu'âlicler bu mühlik derde müşkildür devâ derler Fuzûlî âşıka anlar ki derler terk- i ışk eyle Demezler mi hatâ tağyir kıl hükm-i kazâ derler GAZEL Öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür Men kimem sâkî olan kimdür mey û sahbâ nedür Gerçi cânândan dil-i şeydâ içün kâm isterem Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedür Vasldan çün âşık-ı müstâğni eyler bir visal Âşıka maşukdan her dem bu istiğnâ nedür Hikmet-i dünyâ vü mâfîhâ bilen ârif degül Ârif oldur bilmeye dünyâ vü mâfîhâ nedür Âh u feryâdun Fuzûlî incidübdür âlemi Ger belâ-yı ışk ile hoşnûd isen gavgâ nedür GAZEL Uyup âhûya düşdü müşg Mecnûn tek beyâbâna Nola çeksen anı zencîr-i zülf-i 'anber-efşâna Çeker kâfir gözün her dem cigerden gamze peykânın Ne güçdür bu ne verdi alabilmez bir müselmâna Belâ nâvekleri sancılamasun mı gönlüme her yan Dolaşur şâne tek her lahzâ ol zülf-i perîşâna Ohun geldükce sînemden sadâlardur gelen bilmen Dil eyler nâle yâ peykan deger sînemde peykâna Sadâ-yi nâvekün çıhdukca can hurrem olur gûyâ Bu zındân-ı belâdan çıhmağa rusat verür câna Boyanup kana olmuş pâre pâre güller a'zâsı Meger hançer çeküp sen serv tek çıkdun gülistâna Melâmet oduna yandun Fuzûlî çıh bu âlemden Terahhum kıl revâ görme ki âlem oduna yana | Aşk derdi ey muâlic kâbil-i dermân değül Cevherinden eylemek cismi cüdâ âsân değül Devr cevrinden şikâyet edene âşık demen Aşk mesti vâkıf-ı keyfiyyet-i devrân değül Şehrden sahrâya bir fark olduğın her kim bilür Bilmiş ol kim aşk sahrâsında ser-gerdân değül Her kim idrâk eyler öz keyfiyyet-i hâlin henüz Dost ruhsârına ayn-ı şevk ile hayrân değül Cânı cânân ittihâdı fâriğ eyler öz cismden Cismden âgâgh olan cân vâsıl-ı cânân değül Der imiş düşmen ki hemdemdür Fuzûlî yâr ile Her sözi bühtân ise hakkâ bu söz bühtân değül GAZEL Dehenin derdüme dermân dediler cânânum Bildiler derdümi yohdur dediler dermânun Olsa mahbûblarun ışkı cehennem sebebi Hûr u gılmânı kalur kendüsine Rıdvân'un Geçdi meyhâneden il mest-i mey-i ışkun olup Ne meleksen ki harâb etdün evin şeytânun Urmazam sıhhat içün merhem ohun yarasına İsterem çıhmaya zevk-i elem-i peykânun Ne bilür ohumayan Mushaf-ı hüsnün şerhin Yere gökden ne içün indügini Kur'ân'un Yerden ey dil göge kovmuşdu sirişküm melegi Anda hem koymayacakdur oları efgânum Ey Fuzûlî oluben garka-i girdâb-ı cünûn Gör ne kahrın çekerem döne döne devrânun GAZEL Cânumun cism ile zevk-i ittisâli kalmadı Ah kim sensiz dirilmek ihtimâli kalmadı Şükr lillah baht yâr oldu yetürdüm tîğüne Başumun bir kılca boynumda vebâli kalmadı İstedüm ol mâha arz-ı hâl edem hayret mana Öyle gâlib oldu kim bir söz mecâli kalmadı Bilmezem hâlün hayâlin handa tasvîr eyleyüm Dağdan bir ten ü cânumda hâli kalmadı Her kimi gördünse gam üftâdesi dutdun elin Veh ki menden gayrı bir gam pâyimâli kalmadı Ey hoş ol ser-mest kim gönlünde zevk-i bâdeden Âhıret endîşesi dünya hayâli kalmadı Âferîn ey câm ki sildüm gönül âyînesin Hâtır-ı pâkümde dünyânun melâli kalmadı Dürd-nisbet bâyimâl-i kayddür her kim var Bezm-i dehr içre harîf-i lâ'übâli kalmadı Gör Fuzûlî ışk tuğyânın 'adem mülkün gözet Azm-i künc et kim hevânun i'tidâli kalmadı GAZEL Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı Garazım yok reh-i aşkında fenâdan gayrı Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver Oda yanmış kuru cismimde hevadan gayrı Perde çek çehreme hicran günü ey kanlı sirişk Ki gözüm görmeye ol mâh-likaadan gayrı Yetti bî-kesliğim ol gaayete kim çevremde Kimse yok çizgine girdâb-ı belâdan gayrı Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem Ne temettu’ bulunur bende sadâdan gayrı GAZEL Batalı kana ohun dîde-i giryân içre Bir elifdür sanasan kim yazılur cân içre Yeridür sîne-i sûzânuma külhan deseler Anca kim yandı ohun sîne-i sûzan içre Cânı ten içre ne sahlardum eger bilse idüm Ki degül gizlü gam-ı lâ’l-i lebün cân içre Ala gör ohlarını dîdelerümden ey dil Hayfdur olmaya nâ-geh ite müjgân içre Çâk gönlüm yarasında yaraşur peykânun Akd-i şebnem hoş olur gonca-i handân içre Kaddüne serv demiş goncalarun ta’nından Duramaz bâd-ı sabâ hîç gülistân içre Ey Fuzûlî kime sûz-ı dilümi şerh edeyüm Yoh menüm kimi yanan âteş-i hicrân içre GAZEL Hicrân ile yanar geceler rişte-i cânum Rûşen ola ey şem' sana sûz-i nihânum Bir şem'-i şebistân-ı belâyem ki degül kem Tâ men diriyem sûz-ı dil eşk-i revânum Ey halvetüme şem'-i ruhundan bırahan nûr Dîdâruna müştâk idi çeşm-i nigerânum Sensiz geceler âh u fegânum meh işitdi Ey meh sana hem yetdi ola âh u fegânum Câna ne revâdur ki çeküp tîğ-i demâdem Gamzen söke cismüm dile bağrum içe kanum Hem-reng-i lebündür deyu kat'-ı nazar etmez Hun-ı cigerümden müje-i eşk-feşânum Pinhânî âleme fâş oldu Fuzûlî Yâ Rab ki menüm şem' kimi yana zebânum GAZEL Mahşer günü görem derem ol serv-kameti Ger anda hem görünmese gel gör kıyâmeti Terk-i mey etdün ey gönül eyyâm-ı gül gelür Elbette bu işün çekilür bir nedâmeti Mecnun ki pâdişâh-ı sipâh-ı vuhûş idi Men tek müsahhar etmedi mülk-i melâmeti Sahrâ-neverd iken mana tasvîr-i Kûh-ken Öğretdi şehr-i ışkda resm-i ikameti Seng-i melâmet ile çekün çevreme hisâr Eşküm fenâya vermesün ehl-i selâmeti Zâhid çoh etme ta'ne mey üftâdesine kim Çohları yıhdı pîr-i muğânun kerâmeti Gam zulmetinde bulmağa derd ü belâ meni Hoşdur Fuzûlî âteş-i âhum 'alâmeti GAZEL Yâ Râb belâ-yı aşk ile kıl âşinâ meni Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüdâ meni Az eyleme inâyetini ehl-i derdden Ya'ni ki çoh belâlara kıl mübtelâ meni Oldukça men götürme belâdan irâdetim Ben isterim belânı çü ister belâ meni Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın Geldikçe derdine beter et mübtelâ meni Men handan ü mülâzemet-i i'tibâr ü câh Kıl kâbil-i sa'âdet-i fakr ü fenâ meni Öyle zaîf eyle tenüm firkatinde kim Vaslına mümkin ola yetürmek sabâ meni Nahvet kılıp nasîb Fuzûlî gibi mana Yâ Râb, mukayyed eyleme mutlak mana meni |