top of page

Ahmet Yesevi ve Divan-ı Hikmet

İlk Türk mutasavvıfı Hoca Ahmed Yesevî'nin şiirlerinin toplandığı yazmalara "Dîvân-ı Hikmet" denir. Bunun sebebi Ahmed Yesevî'nin şiirlerinin "hikmet" terimiyle anılmasıdır. Ahmed Yesevî, 12. yüzyılda Batı Türkistan'da Karahanlı devletinin hüküm sürdüğü topraklarda yaşamış mutasavvıf bir şairdir. Sayram (İsfîcab) şehrinde doğmuş, 7 yaşında Yesi şehrine göçmüştür. "Yesevî" mahlâsı, "Yesi şehrine ait" anlamına gelmektedir.


11. yüzyılın sonlarında doğduğu tahmin edilen Ahmed Yesevî'nin babası Şeyh İbrahim, annesi Ayşe Hatundur. 7 yaşında yetim kalan Ahmed Yesevî, Yesi şehrine yerleşir ve burada Arslan Baba'ya intisap eder. Fakat Arslan Baba'nın bir yıl içinde ölümü üzerine Buhara'ya gider ve Şeyh Yûsuf-ı Hemedânî'ye intisap eder. Ahmed Buhara'daki çeşitli bilim ve tasavvuf çevrelerinde bulunur bu sürede kendisini ilmî ve edebî yönden yetiştirir.


Hemedânî 1140'ta ölmüş, ilk iki halifeden sonra 3. olarak Ahmed Yesevî tarikat şeyhi olmuştur. Ancak 1160'ta Hemedânî'nin postuna oturan Yesevî, kısa bir müddet sonra bundan vazgeçmiş ve Yesi'ye dönmüştür. Peygamberin 63 yaşında ölmüş olması dolayısıyla Yesevî'nin de 63 yaşına gelince Yesi'de tekkesinin altında bir çilehane yaptırıp içine girdiği ve kalan ömrünü orada geçirdiği rivayet edilir. Ahmed Yesevî 1166 yılında Yesi'de vefat etmiştir.


Ahmed Yesevî'nin, kendisi hayatta iken vefat eden İbrahim adında bir oğlu, Gevher Şehnaz ve Gevher Hoşnaz adlarında iki kızı vardır. Onun soyu Gevher Şehnaz ile devam etmiştir. Türk dünyasının her köşesine ismi ve müridleri yayılan Yesevi, geçimini tahta kaşık yontup satarak kazanmıştır.


Ahmed Yesevî'nin en önemli tarafı, kurduğu Yesevîlik tarikatı, yaptığı irşatlar ve yazdığı şiirler yoluyla Müslümanlığı sade bir şekilde göçebe Türk halkına anlatmasıdır. 12. yüzyılda vefat etmiş bulunan Yesevî'nin etkisi 14. yüzyıl sonlarındaki Temür devrinde çok güçlü bir şekilde devam etmektedir.


Dîvân-ı Hikmet yazmaları çok sonra (16. yüzyıldan sonra) istinsah edildikleri için dil bakımından genellikle Karahanlı Türkçesinin değil Çağatay Türkçesinin özelliklerini yansıtırlar. Ancak Yesevî, Karahanlılar döneminde yaşadığı için onun hikmetleri Karahanlı dönemi edebiyatı içinde değerlendirilmektedir. Hikmetlerin çoğu koşma tarzında kafiyelenmiş dörtlükler hâlindedir ve hece vezniyle yazılmıştır. Mesnevi tarzındaki münâcat ve nât ile gazelleri aruz vezniyle kaleme alınmıştır. Heceyle yazılmış gazel kafiyeli şiirleri de vardır. Arapça, Farsça kelimelerde tam kafiyeyi, Türkçe kelimelerde yarım kafiyeyi, hatta bazen sadece redifi tercih eden Yesevî'nin şiirlerinde çok güçlü bir zikir ritmi vardır.


Hikmetlerin birçoğu zikir sırasında okunmak için yazılmıştır. Yesevî'nin hikmetlerinde işlenen konular çok derin değildir. Dinin esasları, tasavvuf adabı, cennet-cehennem, kıyamet ahvali, peygamber sevgisi, dünyadan şikâyet, dervişlere ait menkıbeler hikmetlerin başlıca konularıdır. Ahmed Yesevî kendi hayatına ait bazı olayları da şiirlerinde anlatır. Yaşname (yaş şiiri) tarzındaki uzun şiirde onun hayat safhalarını görmek mümkündür.


Ahmed Yesevî, Batı Karahanlıların hüküm sürdüğü Batı Türkistan'da, Karahanlıların son dönemlerinde yaşamış ve eser vermiş mutasavvıf bir şairdir. Ancak onun müritleri de aynı tarzda hikmetler yazmışlardır. Bunlardan bilhassa Hakim Süleyman Ata meşhurdur.


Müritlerinin şiirleri de bazen Yesevî'ye mal edilmiştir. Dolayısıyla Dîvân-ı Hikmetlerdeki bütün şiirlerin Yesevî'ye ait olduğunu söylemek zordur.

bottom of page