top of page

Kaşgarlı Mahmut ve Divan-ı Lugati’t Türk


Dîvânü Lügati’t-Türk, Türkçenin bilinen ilk sözlüğüdür. Kâşgarlı Mahmud tarafından 1072 Ocağında yazılmaya başlanmış, 1077 Ocağında bitirilmiştir. Mahmud eserini, Abbasî halifesi Ebü'l-Kasım Abdullah'a sunmuştur. Eserin adı "Türk dillerini toplayan kitap" anlamına gelir. Kâşgarlı Mahmud, döneminin standart dilinin sözlüğünü yazarken çeşitli Türk boylarının ağızlarına da yer vermiştir.


Kâşgarlı Mahmud muhtemelen Karahanlı Hanedanı'na mensup bir şehzadedir. Babası Hüseyin Çağrı Tigin 1056-1057 yıllarından önce Barsgan emiri idi. Eserinin Barsgan maddesinde Kâşgarlı, "Bu şehir Mahmud'un babasının şehridir." kaydını düşmüştür. 11. yüzyılın başlarında doğan Kaşgarlı devrinde iyi eğitim görmüştür.


O sözlükçülüğün yanında aynı zamanda bir diyalektolog (ağız araştırmacısı), etnolog ve halk edebiyatı araştırmacısıdır. Kâşgarlı Mahmud Türkçe ve Arapça yanında Farsça’yı da iyi bildiği gibi; coğrafya, tarih ve din bilimleri gibi döneminin başlıca bilim dallarından da haberdardır. Kendisi ve ailesi ile ilgili pek fazla bilgiye yer vermeyen Mahmut eserinde kendisini şu şekilde anlatır. "Ben onların en uz dillisi, en açık anlatanı, akılca en incesi, soyca en köklüsü, en iyi kargı kullananı olduğum hâlde onların şarlarını (şehirlerini), çöllerini baştan başa dolaştım. Türk, Türkmen, Oğuz, Çiğil, Yağma, Kırgız boylarının dillerini, kafiyelerini belliyerek faydalandım; öyle ki, bende onlardan her boyun dili, en iyi şekilde yerleşmiştir. Ben onları en iyi surette sıralamış, en iyi bir düzenle düzenlemişimdir".


Eser Araplara Türkçenin gücünü göstermek, Türkçenin Arapçadan hiç de geri kalamayacak bir dil olduğunu ifade etmek amacıyla yazılmıştır. Bunun için eserin mukaddimesi (taktim bölümü) ve açıklamaları hep Arapçadır. Yine bunun için madde başları, Arap sözlükçülük geleneğine göre sıralanmıştır.


Dîvânü Lügati't-Türk, Türkçeden Arapçaya bir sözlüktür. Türkçe kelimelerin Arapça karşılıkları verildikten sonra mutlaka kelimelerin içinde bulunduğu bir örnek cümle verilir. Örnekler sık sık bir atasözü veya bir dörtlük de olabilmektedir. Daha sonra örneğin Arapça karşılığı yazılır. Eğer madde başı olan kelime Türk kişi veya boy adlarından biri ise ayrıca açıklamalar yapılır. Özel adlar dışındaki önemli kelimeler için de bazen açıklamalar yapılmıştır. Madde başı fiil ise geçmiş zamanın teklik 3. şahsında verilir. Örnek ve Arapça anlam bittikten sonra fiilin geniş zamanı ile mastarı (alur-almak, yazar-yazmak) mutlaka yazılır. Madde başlarının üstünde ve Türkçe örneklerin üstünde kırmızı çizgi vardır. Kaşgarlı modern bir sözlükçü gibi çalışmıştır.


Kaşgarlı çok uzun yıllar Türk illerinde topladığı malzemeyi sözlüğünde kullanmıştır. Dolayısıyla bu sadece bir sözlük değil, aynı zamanda Türk folkloru, Türk kültürü, Türk edebiyatı ve hatta Türk tarihi ile ilgili çok geniş bir bilgi yelpazesi sunmaktadır. Onun madde başlarına vermiş olduğu örnekler, dönemin çeşitli şiir parçalarıdır. Farklı madde başlarında Alp Er Tonga sagusundan çeşitli dörtlük örnekleri vermiştir. Bu sayede bu sagu günümüze kadar gelebilmiştir.


Kâşgarlı Mahmud yer yer gramer açıklamaları da yapar. Nitekim, Kâşgarlı Mahmud sözlüğünde belirttiğine göre, Cevâhirü'n-Nahv fî-Lügati't-Türk (Türk dilinin gramer cevherleri) adlı bir de gramer yazmıştır. Ancak bu gramer bugüne dek bulunamamıştır.


Dîvânü Lügati't-Türk'te örnekler içinde yer alan dörtlükler 764 mısradır. Divanda yer alan bu dörtlükler koşma tarzının Türk edebiyatındaki ilk örnekleridir. Dörtlüklerin ilk üç mısraı, kendi aralarında kafiyelidir. Duraklar, yarım kafiye ve redif sonraki dönemlerin koşmalarında olduğu gibi bu şiirlerin de başlıca ahenk unsurlarıdır.


Dîvânü Lügati't-Türk'ün tek yazması vardır; Ali Emirî Efendi tarafından İstanbul'da Beyazıt Camii yanındaki bir sahafta, 1917 yılında bulunmuştur. Hâlen, Emirî İstanbul'un Fatih semtindeki Millet Kütüphanesi'ndedir. Yazma, Sâveli Muhammed bin Ebî Bekr ibni Ebi'l-Feth tarafından 1266'da Şam'da tamamlanmıştır.

bottom of page