top of page

Türkiye’de Çocuk Edebiyatının Gelişimi

Edebiyatımızda çocuklar için söyenmemiş olsa da onların da yararlandığı sözlü halk edebiyatı ürünleri çocuk edebiyatının ilk ürünleri sayılabilirler. Destanlar, masallar, bilmeceler, ninniler, maniler, tekerlemeler, söylenceler, Dede Korkut Hikayeleri çocukların severek dinledikler halk edebiyatı ürünleridir. Nabi’nin Hayriyye’si (17. yüzyıl), Sünbülzade Vehbi’nin Lütfiye-i Vehbi’si (19. yüzyıl) ise çocuklar için değil onların eğitimi üzerine yazılmıştır.


Bizde çocuk edebiyatı konusu ancak Meşrutiyetten sonra kendini duyurmuştur. Öğretmen okullarına Batılı eğitim anlayışının girmesi buna ön ayak olmuştur. Çocuk edebiyatının bizde çok geç gelişmesinin çocuğa ve öğretmene verdiği sıkıntıyı Alangu (1965) şöyle anlatmaktadır: “Rastgele okuyuş yalnız, çok eski devirlerin çocukları için değil, Meşrutiyet, hatta uzun süre Cumhuriyet nesillerinin de bir çaresizliği olmuştur. Okuma öğrendiğim günlerde çaresizlikten babamın meslek kitapları ile gündelik gazeteleri uzun süre okumak zorunda kaldığımı çok iyi anımsıyorum. Meşrutiyetten bu yana, Cumhuriyet’ten 1940’lı yıllara kadar çocuk kitabı o kadar azdı ki, öğretmenler birkaç kitabı önerdikten sonra duraklamak, çocukların büsbütün düzeysiz ve kötü eserlerin kucağına düşmemeleri için zamanı gelmediği halde, yaş basamaklarını düşünmeden edebi yapıtlara yöneltmeye çalışırlardı.” Tanzimat döneminde, Batı dillerinde yazılmış kitapların dilimize çevrilmeye başlanmasıyla çocuk klasikleri de dilimize çevrilir; fakat bu çevirilerde çocukların anlayabileceği bir dil kullanılmaması çocuk klasiklerinin çocuklar tafından okunmasını zorlaştırmıştır. Özellikle o dönemde okur-yazar oranın oldukça düşük olduğu düşünülürse bu zorluk daha iyi anlaşılır. Yapılan bu çeviriler arasında şunlar sayılabilir: Yusuf Kamil Paşa, Fenelon’un Telemakını; Vakanüvis Lütfi, Daniel Defoe’nin Robinson Crusoesunu; Mahmut Nedim, Jonathan Swift’in Gülliver’in Seyahatnamesini vb. çevirmişlerdir. Çeviri konusunda Şinasi La Fontaine’den “fabl”, Recaizade Ekrem ve Ahmet Mithat Efendi “manzum” çevirileriyle iyi örnekler vermişlerdir.

İlk çocuk gazetesi Mümeyyiz (1869) de Tanzimat döneminde çıkartılmıştır. Daha sonra Sadakat (1875) -sonra adı Etfal olur- adlı çocuk gazetesi çıkartılmıştır. Bu dönemde çocuk dergileri de çıkartılır. Bahçe (1880), Çocuklara Kıraat (1882), Vasıta-i Terakki (1882), Çocuklara Arkadaş (1882), Çocuklara Talim (1887), Çocuklara Rehber (1896), Çocuk Bahçesi (1904) aralıklarla yayımlarını sürdüren çocuk dergileridir. Günümüzde belirli bir çocuk gazetesi yoktur. Bazı gazetelerin belirli sayfalarında çocuklar için ayrılmış köşeler vardır. Bununla birlikte çocuk dergileri oldukça çoktur.


Çeşitli yayınevlerinin, kuruluşların, bankaların çıkarttığı çocuk dergileri vardır. Yalnız, çocuk dergilerinin nicelik olarak çok olması nitelik olarak da iyi oldukları anlamına gelmemelidir.


II. Meşrutiyetten sonra Yüksek Öğretmen Okulu müdürü Satı Bey çocuk edebiyatının önemini vurgulayarak çocuk şiir ve şarkılarının olmadığına dikkat çeker. O dönemin sanatçılarından Alaattin Gövsa Çocuk Şiirleri (1911), Ali Ulvi Elöve Çocuklarımıza Neşideler, Tevfik Fikret Şermin (1914) adlı çocuk kitalarını yayınlayarak bu konudaki boşluğu doldurmaya çalışırlar.


Milli edebiyat döneminde de Ziya Gökalp, Ali Ekrem Bolayır, Mehmet Emin Yurdakul, İsmail Hikmet Ertaylan, Fazıl Ahmet Aykaç, Enis Behiç Koryürek, Yusuf Ziya Ortaç, Halit Fahri Ozansoy şiirlerle çocuklara seslenirler. Yine bu dönemde Ömer Seyfettin, Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın, aslında büyükler için yazıdıkları, öyküleri çocuklar tarafından ilgi görür.


Cumhuriyet döneminde Ahmet Kutsi Tecer, Necmettin Halil Onan, Ömer Bedrettin Uşaklı, Kemalettin Kamu, Vasfi Mahir Kocatürk çocuklar için şiir yazan sanatçılardır. Bu dönemde çocuklar için yazılan öykü ve romanlar çok azdır. Var olanlar da pek başarılı örnekler değildir. 1928 yılında başlatılan okuma yazma seferberliği, 1936 yılında da Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunun çabalarıyla çocuk edebiyatına yönelik olumlu çalışmalar yapılmıştır. Burada Huriye Öniz’in Köprüaltı Çocukları adlı öyküsünü belirtmek gerekir. Çocuk edebiyatı düşüncesinin oluşmadığı yıllarda başvurulan halk edebiyatı ürünlerinden masalların derlenmesi çalışmaları bu dönemde olur. Naki Tezel Çocuk Masalları (1943) derlemesiyle bu çalışmaları başlatır. Eflatun Cem Güney de bu konuda çalışmıştır. Dertli Kaval, Nar Tanesi, Bir Varmış Bir Yokmuş önemli çalışmalarıdır.


Çocuklar için yazılmış biyografi türünün ilk örneklerini Rakım Çalapala’nın Mustafa Atatürk’ün Romanı, Falih Rıfkı Atay’ın Babanız Atatürk adlı yapıtları oluşturmaktadır.


Çocuklar için yazılmış anı türünün ilk örneklerini Halide Nusret Zorlutuna’nın “Benim Küçük Dostlarım”, Nahit Nafiz Edgüer’in “Atatürk’ten Anılar” adlı yapıtları oluşturmaktadır.


Çocuk edebiyatının gelişimi içinde Orhan Veli Kanık’ın La Fontaine Masalları’nı şiir biçimine dönüştüren çalışması ile Nasrettin Hoca Hikayeleri’ni de belirtmek gerekir. 1979 yılında Unesco bu yılı Dünya Çocuk Yılı ilân etmiştir. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de bu konuda birçok çalışma yapılmış, üzerinde konuşulur olmuştur.

Günümüzde ise birçok sanatçı çocuklar için kitap yazmıştır. Ceyhun Atuf Kansu, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Orhan Kemal, Talip Apaydın, Fakir Baykurt, Muzaffer İzgü, Ülkü Tamer, Güngör Dilmen, Ali Püsküllüoğlu, Ayla Kutlu, Müjdat Gezen, Sulhi Dölek, Feyza Hepçilingirler, İpek Ongun, Gülten Dayıoğlu, Yalvaç Ural, Fatih Erdoğan, Aytül Akal, Ayla Çınaroğlu bunlardan birkaç tanesidir.



bottom of page