Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri: Millî Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir (Memleket Edebiyatı) ve Temsilcileri
- Cengiz Yıldırım
- 18 saat önce
- 7 dakikada okunur
Millî Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiirin (Memleket Edebiyatı) Genel Özellikleri
Memleket edebiyatı ilk örneklerini II. Meşrutiyet'ten sonra vermeye başlamıştır.
Bu edebiyatın kaynakları başlangıçta Ziya Gökalp ve Mehmet Emin Yurdakul'dur.
Memleket konuları işlenmiştir. Didaktik ağırlıklı şiirlerdir. Lirizm de oldukça fazladır.
Şiirde halk edebiyatı şekilleri kullanılmış, hece ölçüsü tercih edilmiştir.
Dil son derece sadedir. Halkın kullandığı kelimeler, mahalli söyleyişler şiirde kendine yer bulmuştur.
Şiirde geçmişin kahramanlıkları övülmüş, vatanın kurtarılmasından sonra şiirlerde gurur temasına yer verilmiştir.
Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Sanat" adlı şiiri memleket edebiyatının bildirisi niteliğindedir.
Memleket edebiyatı çığırı günümüzde hâlâ devam etmektedir. Ancak güçlü temsilcileri geçmişte kalmıştır.
Bu anlayışın içindeki en önemli grup Millî Edebiyat Dönemi'nde kurulmuş olan Beş Hececiler'dir.
Bu anlayışın öncüsü Faruk Nafiz Çamlıbel'dir. Ahmet Kutsi Tecer, Halide Nusret Zorlutuna, Zeki Ömer Defne, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ceyhun Atuf Kansu, Behçet Kemal Çağlar, Arif Nihat Asya, Yusuf Ziya Ortaç, Halit Fahri Ozansoy, Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek gibi sanatçılar memleket edebiyatının önde gelen temsilcileridir.
Beş Hececiler Topluluğunun Genel Özellikleri
Hecenin beş şairi olarak kabul edilen bu topluluk; Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel, Halit Fahri Ozansoy, Enis Behiç Koryürek ve Yusuf Ziya Ortaç isimlerinden oluşmuştur.
Grubu oluşturan bütün sanatçılar yazdıkları şiirleri ilk önce aruz vezniyle daha sonraları ise hece vezniyle kaleme almışlardır.
Halit Fahri Ozansoy'un yazdığı "Aruza Veda" adlı şiir aruzdan heceye geçişin şiiri olmuştur.
Millî Edebiyat Dönemi'nin en önemli grubu olan Beş Hececiler, dönemin anlayışıyla paralel olarak "Halka Doğru" ilkesini benimsemişlerdir.
Şiirde folklorik malzemeleri çokça kullanmışlardır.
Şiirlerin ana konusu memleket sevgisi ve memleket sorunlarıdır.
Hece veznini millî vezin kabul eden Beş Hececiler, halk şiiri nazım şekillerini kullanmışlardır.
Mahalli söyleyişleri, halk dilini kullanmışlar; sade dil anlayışı ile eserler vermişlerdir.
Eserlerde didaktik ve milli romantik ögeler ön plandadır.
Birçok türde eser verilmesine rağmen özellikle şiir, Beş Hececiler'in en önemli türü olmuştur.
Beş Hececiler'in en güçlü şairi Faruk Nafiz Çamlıbel'dir.
Faruk Nafiz Çamlıbel'in yazdığı "Sanat" adlı şiiri bu topluluğun bir bildirisi gibi algılanmıştır.
Millî Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir (Memleket Edebiyatı) Sanatçıları
Orhan Seyfi Orhon (1890-1972)
Abdülhak Hamit Tarhan, Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin'in etkisindeki ilk şiirlerini aruzla, daha sonraki şiirlerini ise heceyle yazmıştır.
Şiirlerinde heceyle aruzu kaynaştırmaya çalışmış, hece ölçüsüyle gazel biçiminde şiirler yazmıştır.
Yaşadığı dönemde Rıza Tevfik'ten sonra saz şiirine en çok yakınlaşan şairdir.
İnce, zarif ve duygulu şiirler yazmış olan şair, sade Türkçe karşısında olanlara şiddetle karşı çıkmıştır.
Şiir ve yazılarıyla hayat verdiği Hıyaban, Papağan, Akbaba, Güneş, Çınaraltı dergileri sanatı için de son derece önemlidir.
Eserleri (Şiir): Fırtına ve Kar, Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi, Gönülden Sesler.
Faruk Nafiz Çamlıbel (1898-1973)
Beş Hececiler topluluğunun en başarılı ve en tanınmış şairidir. Daha çok bir aşk şairi olan Faruk Nafiz şiirlerinde aşk, hasret, tabiat, ölüm, memleket ve toplumsal konuları işlemiştir.
Beş Hececiler topluluğunun diğer şairleri gibi ilk şiirlerinde aruz ölçüsünü, gerçek kişiliğini bulduğu sonraki şiirlerinde ise hece ölçüsünü kullanmıştır.
Yahya Kemal Beyatlı, onun aruzla yazdığı şiirlerini övmüştür. Yazdığı "Sanat" adlı şiiri kimi araştırmacılar tarafından memleketçi şiirimizin ilk bildirisi olarak kabul edilmiştir.
Yalın ve savruk bir şiir dili vardır. Roman, piyes, fıkra türlerinde de eser vermiş olan şair şiirleriyle ün yapmış, özellikle "Han Duvarları", "Çoban Çeşmesi", "Sanat" adlı şiirleriyle çok beğenilmiştir.
Eserleri (Şiir): Şarkın Sultanları, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Suda Halkalar, Bir Ömür Böyle Geçti, Akıncı Türküleri, Heyecan ve Sükûn, Zindan Duvarları, Han Duvarları.
Halit Fahri Ozansoy (1891-1971)
İlk şiirlerini aruzla yazmış, daha sonra "Aruza Veda" adlı şiiri ile aruzu bırakmıştır. Bu şiir tüm Beş Hececiler topluluğunun aruzdan heceye geçiş şiiri olmuştur.
Şiirlerinde aşk ve ölüm konularına, hüzünlü melankolik duygulara yer vermiş; yer yer kahramanlık konularına değinmiş içli bir şairdir.
Manzum olarak aruz ölçüsü ile yazılmış "Baykuş" adlı tiyatrosu ile tanınmıştır. Eserde oğlunun birini kurtların parçaladığı, diğer oğlunu da veremden kaybeden bir ihtiyar köylünün bütün uğursuzlukları baykuş sesinde simgeleştirilmesi anlatılmıştır.
Şiirlerinin yanında tiyatro, roman, çeviri türlerinde de eserler vermiştir.
Eserleri (Şiir): Rüya, Cenk Duygulan, Gülistanlar ve Harabeler.
Enis Behiç Koryürek (1892-1949)
İlk şiirlerini aruzla yazmış, daha sonra Ziya Gökalp'in tavsiyesiyle heceye yönelmiş ve heceyle yazdığı şiirlerle tanınmıştır.
Bir şiirde birkaç vezin kullanmıştır. Şiirlerinde yurt ve millet sevgisi konularına çokça yer veren şair, Beş Hececiler topluluğunda tasavvuf konularında şiirler yazmış tek şairdir.
Türk denizcilik tarihinden aldığı konularla süslediği "Eski Korsan Hikâyeleri" adlı manzum hikâyeleri ve "Gemiciler" adlı şiiri ile büyük ün sağlamıştır.
Eserleri (Şiir): Miras, Varidat-ı Süleyman.
Yusuf Ziya Ortaç (1896-1967)
İlk şiirlerini aruzla daha sonraki şiirlerini heceyle kaleme alan şair, Beş Hececiler grubunda heceyi en iyi kullananlardan olmuştur.
Şiirlerinde devrinin diğer şairlerinden farklı olarak daha avare bir ruh ve yarı çapkın bir eda vardır.
Eserlerinde sade ve temiz bir dil, mizahı bir üslup kullanmıştır.
Şiirlerindeki güzellikten daha çok, yazdığı nesir türünde ve mizahi tarzda eserleri ile dikkat çekmiştir.
Mizahi dergi olan "Akbaba"yı uzun yıllar çıkarmıştır. "Binnaz" adlı eseri edebiyatımızın ilk başarılı manzum piyesi kabul edilmektedir.
Roman, öykü, oyun, şiir, mizah, gezi, anı, biyografi gibi birçok türde eser vermiştir.
Eserleri (Şiir): Akından Akına, Cenk Ufukları, Bir Rüzgâr Esti.
Ahmet Kutsi Tecer (1901-1967)
İlk eserlerinde bireysel duygulanmalarını dile getiren ve aşk, ölüm, ıstırap konularını işleyen şair daha sonraları Faruk Nafiz'in açtığı yolda memleket şiirlerine yönelmiştir.
Memleket şiiri kavramını özellikle köy havası içerisinde dile getirmiş, bu anlayışla şiirler yazarak yıllar boyu çok fazla şairin kendisinden etkilenmesini sağlamıştır.
Şiirlerinin temel malzemesi türküler, destanlar, efsaneler, gelenek ve göreneklerdir. Şiirlerini sade bir dille, az mecazlı, süsten uzak, saf bir üslupla kaleme almış ve şiirlerinde daima hece ölçüsünü kullanmıştır.
Halk şiirinin son büyük ustası Aşık Veysel'i tüm Türkiye'ye tanıtmış; ayrıca Karacaoğlan, Yunus Emre gibi büyük şairlerimizin hayatlarının bilinmeyen yönlerinin de aydınlanmasına büyük katkılarda bulunmuştur.
Şiirleri ile adını duyurmuş olan Ahmet Kutsi; inceleme, araştırma, tiyatro alanlarında da eserler vermiştir. İnceleme yazılarının çoğu birçok dergide okuyucusu ile buluşmuştur.
"Nerdesin" şiiriyle tanınan Ahmet Kutsi'nin "Orda Bir Köy Var Uzakta" adlı şiiri de çok ünlenmiştir. Bu şiir Faruk Nafiz'in yazdığı "Sanat" adlı şiirle aynı mesajı vermektedir.
Eserleri (Şiir): Tüm Şiirleri (ölümünden sonra).
Kemalettin Kamu (1901-1948)
Savaş duygularını dile getiren şiirlerinin yanında aşk, gurbet yurt konularında şiirler de kaleme almış olan şair Cumhuriyet döneminin bağımsız sanatçılarındandır.
Vatanın işgalini bizzat yaşamış ve doğduğu şehir Bayburt'u terk etmek zorunda kaldığından dolayı vatan ve gurbet şiirlerine yönelmiştir.
Hece ölçüsüyle lirik ve epik tarzda yazdığı şiirlerin dili sağlam ve sadedir. Şair ilk şiirlerinde kısa süreyle aruzu da kullanmıştır.
Şiir dışında başka bir türde adını duyuramamış olan sanatçının en tanınmış şiiri "Bingöl Çobanları" ve "Gurbet"tir.
Özellikle "Gurbet" şiirindeki "Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde" dizeleri çok ünlenmiş ve "Gurbet Şairi" olarak anılmıştır.
Eserleri (Şiir): Gurbet, Gurbet Geceleri, Gurbette Renkler, Bingöl Çobanları.
Ömer Bedrettin Uşaklı (1904-1946)
Memleket edebiyatı çığırını açan sanatçıların önde gelenlerinden olan Ömer Bedrettin Uşaklı gezdiği her yeri ressam duyarlılığı ile anlatmış, Anadolu'yu pastoral bir güzellikle mısralaştırmıştır.
Devlet görevlerinden dolayı Anadolu'da gezip gördüğü yerleri şiirlerine konu olarak seçmiştir.
Beş Hececiler'e biçim açısından benzemesine rağmen öz olarak onlardan ayrılır.
Toplumsal konulara karşı duyarlılığı bulunan sanatçı, sanatının son döneminde Fransız şairlerden de etkilenmiştir.
Özellikle Artvin, Ardahan, Antakya'yı eserlerine konu edinen sanatçı deniz, gurbet, özleyiş, tabiat konularını büyük başarıyla anlatmıştır.
Eserleri (Şiir): Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı.
Halide Nusret Zorlutuna (1901-1984)
Aruzla da yazdığı şiirleri bulunmasına rağmen heceyle kaleme aldığı şiirleri ile ünlenmiştir. Şairin ayrıca serbest tarzda yazdığı şiirleri de bulunmaktadır.
Halide Nusret ilk önce aşk şiirleri kaleme almış, sonra yurt güzelliklerini işlemiş, sonraları ise mistik bir havaya bürünmüş şiirler kaleme almıştır.
1983'te "ümmül muharrirat" (yazarların annesi) ilan edilmiştir. Şiir, roman, öykü türlerinde yazan sanatçı, "Git Bahar" şiiri ile tanınmıştır.
Şiirlerinde kendi yaşamına ait izlere yer veren sanatçı hüzünlü, lirik şiirler kaleme almıştır.
Eserleri (Şiir): Yayla Türküsü, Yurdumun Dört Bucağı, Ellerim Bomboş.
Zeki Ömer Defne (1903-1992)
İlk şiirlerinde halk şairlerinin havası hissedilen sanatçı, daha sonraları yeni şiir anlayışına uygun eserler vermiştir.
Halk şiiri ile modern şiir arasında köprü kurmak amacını taşıyan Zeki Ömer Defne, şiirlerinde son derece sade ve ince bir halk dilini kullanmıştır.
Bütün şiirlerinde lirizmin hâkim olduğu şair, öğretmenlik duyarlılığını da eserlerine yansıtmıştır.
İlk şiirini 1923 yılında yazmasına rağmen şiirlerini "Denizden Çalınmış Ülke" adıyla ancak 1971 yılında kitap hâline getirmiştir.
Behçet Kemal Çağlar (1908-1969)
Tarih ve memleket konularında yazdığı şiirleriyle tanınmış bir şairdir. Halkevlerinin açılışında yazıp oynadığı "Çoban" piyesi ve "Ergenekon" adlı oyunuyla Atatürk'ün dikkatini çekmiştir.
Şairin "Ankaralı Aşık Ömer" mahlasıyla yazdığı halk şiirleri de vardır.
Şiirlerini hece ölçüsü ile kaleme almış, halk şiirinin bütün biçimsel özelliklerinden yararlanmıştır.
Onuncu Yıl Marşı'nı yazmış ve geniş kitleler tarafından tanınmıştır. Şiir, oyun, inceleme, antoloji, söylev gibi türlerde yazmış; özellikle yazdığı şiirlerle ün sağlamıştır.
Eserleri (Şiir): Erciyes'ten Kopan Çığ.
Arif Nihat Asya (1904-1975)
Adana'nın kurtuluş günü nedeniyle kaleme aldığı ünlü "Bayrak" şiirinden dolayı "Bayrak Şairi" olarak anılmıştır.
Aruzla başladığı şiir hayatına hece ile devam etmiş ve hece ölçüsünde büyük başarı kaydetmiştir.
Aruzla yazdığı şiirleri arasında en çok rubaileri ile beğeni toplamıştır.
Hece ve aruzla yazdıkları dışında serbest şiir alanında da güzel örnekleri vardır.
Yaşadığı toprakları "vatan" olarak düşünmesi ulusalcı düşüncelerle yüklü şiirler yazmasını sağlamış, toplum için sanat anlayışıyla kaleme aldığı şiirlerinde konuda olduğu kadar "sanat" endişesiyle biçime de önem vermiştir.
Şiirlerinin dili halk değişlerinden de yararlandığı, herkese hitap eden, son derece canlı bir dildir.
Lirik, epik ve didaktik tarzda yazdığı şiirleri "destani şiirler, mistik şiirler ve yurt güzellemeleri" olarak üç bölümde incelenmektedir.
Din konularında yazdığı şiirler yanında nükteye ve yergiye önem verdiği şiirler de kaleme almıştır.
Nesir türünde de eserler vermesine rağmen asıl şöhretini yazdığı şiirlere borçludur.
Eserleri (Şiir): Ayetler, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Kökler ve Dallar, Emzikler, Dualar ve Âminler, Rubaiyyat-ı Arif I-II, Kıbrıs Rubaileri.
Orhan Şaik Gökyay (1902-1994)
Halk şiiri geleneğinden etkilenerek yazdığı içten, samimi şiirleri ile tanınmış; özellikle ulusal konularda yazdığı lirik-epik tarzdaki şiirleri ile sevilmiş bir sanatçıdır. "Bu Vatan Kimin?" şiirlerinin en tanınmış olanıdır.
İlk şiirlerini aruzla kaleme almış olan sanatçının dili duru, pürüzsüz ve son derece sadedir.
1940'lı yıllardan itibaren folklor ve halk edebiyatı çalışmalarına yönelen sanatçı, özellikle Dede Korkut üzerine yaptığı çalışmalarla dikkat çekmiştir.
Şiir inceleme alanında da eser veren sanatçı şiirlerini kitaplaştırmamış, sadece beş şiirini İngilizce olarak "Birkaç Şiir-Poems" kitabına almıştır.
Eserleri (Şiir): Tüm Şiirleri (ölümünden sonra).
Mithat Cemal Kuntay (1885-1956)
Dil olarak Millî edebiyat anlayışına bağlı olmasına rağmen aruz ölçüsünü kullanır, lirik şiirlerinden ziyade epik şiirleri ile tanınır.
Şiirlerinde aşk temasına yer vermeyen şairin tarihî ve toplumsal konulu şiirlerinde Mehmet Akif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı'nın, epik şiirlerinde ise Abdülhak Hamit Tarhan'ın etkisi görülür.
Tarih sevgisi, geçmişin ihtişamı ve güzelliği onun konuları arasında en başlardadır.
Mehmet Akif Ersoy ile birlikte yazdığı "Acem Şahına" ve kendi yazdığı "Elhamra" adlı şiirlerle adını duyurmuştur.
Edebiyat tarihi içinde şöhreti "Üç İstanbul" romanı sayesindedir.
Eserleri (Şiir): Türk'ün Şehnamesi.
Necmettin Halil Onan (1902-1968)
Millî Edebiyat Dönemi'nin yaşandığı yıllarda yetişmiş, şiirlerinde bireysel ve toplumsal heyecanları birbirine nakşetmiştir.
Şiire aruz ölçüsü ile başlayan şair bu şiirlerini Nedîm dergisinde, milli duygularla örülmüş ve hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerini Dergâh ve Hayat dergilerinde yayımlamıştır.
Roman ve ders kitapları da yazmıştır. Çanakkale Savaşı'nı anlatan "Bir Yolcuya" şiiri hamaset edebiyatının en güzide eserlerindendir.
"Dinle Yolcu" şiiri de ünlüdür.
Eserleri (Şiir): Çakıl Taşları, Bir Yudum Daha.
Şükufe Nihal Başar (1896-1973)
Edebiyat dünyasıyla tanışması, Resimli Kitap'ta yayımlanan "Hazan" başlıklı şiiriyle olur.
İlk şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmış, daha sonra hece ölçüsüyle yazmıştır. Şiirlerinde romantik, hikâye ve romanlarında ise realist çizgidedir.
Tahkiyeli eserlerinde toplumsal konuları işler. Ölümünden sonra oğlunun yayımladığı "Şiirler" adlı kitabı diğer eserlerinden seçilen şiirlerden oluşmaktadır.
Eserleri (Şiir): Yıldızlar ve Gölgeler, Hazan Rüzgârları, Sabah Kuşları, Gayya, Yerden Göğe, Şile Yolları, Su.

















Yorumlar