Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu
- Cengiz Yıldırım
- 9 saat önce
- 3 dakikada okunur
Tiyatro: Sahne üzerinde ve bir seyirci topluluğu önünde, sanatçılar tarafından, hareketli olarak canlandırılacak nitelikte yazılan edebi türdür.
➥ Başka bir tanımla ifade edilecek olursa; herhangi bir olay, durum veya tasarının sahnede canlandırılması amacı ile yazılmış eserlere “dramatik metinler” denir. Bu metinlerin sahnede canlandırılması ile ortaya çıkan sanat da tiyatro olarak adlandırılır.
KISACA TÜRK TİYATROSUNUN GELİŞİMİ
Türk edebiyatında sözlü gelenek içinde ortaya çıkıp gelişen geleneksel Türk
tiyatrosu (Karagöz,
orta oyunu, meddah, seyirlik köy oyunları, kukla vb.) yüzyıllarca varlığını sürdürmüştür.
➠Modern tiyatro, Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde Batı’dan gelmiştir. Bu
dönemde Şinasi ilk yerli oyun olan Şair Evlenmesi’ni yazmış; Ahmet Vefik Paşa, Fransız sanatçı Moliére’den uyarlamalar yapmıştır. Modern tiyatro kurulurken kimi zaman geleneksel tiyatroya ait unsurlardan da yararlanılmıştır.
➠1877-1908 arasında II. Abdülhamit’in “istibdat” adı verilen baskıcı dönemi, sanatçılar üzerinde etkili olduğu için Türk tiyatrosunda bir gelişme olmamıştır.
➠Millî Edebiyat Dönemi’nde tiyatro yeniden canlanmıştır. İlk Müslüman kadın oyuncu Afife
Jale bu dönemde sahneye çıkmıştır. Musahipzade Celal bu dönemin en önemli tiyatro
yazarlarındandır.
➠Milli Edebiyat tiyatrosunda görülen gelişme; Cumhuriyet Dönemi’nde devlet konservatuvarlarının, devlet tiyatrolarının, şehir tiyatrolarının açılması ve özel tiyatro gruplarının oluşması ile güçlenerek devam etmiştir.
➠Çağdaş tiyatro anlayışı, modern tiyatro salonları, yeni eserler (çeviri, uyarlama, telif), profesyonel oyuncu, yönetmen, sahne tekniği, makyaj, kostüm vb. ile tiyatro artık kurumsallaşmıştır.
➠Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında tiyatro türünün Batı edebiyatındaki tiyatro geleneği ile ilişkisi güçlüdür. Bu dönemde Batı tiyatrosu örnek alınarak trajedi, komedi ve dram türlerinde eserler yazılmış; müzikli, danslı; benzetmeci, göstermeci, epik tiyatro örnekleri verilmiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİ'NDE TİYATRO (1923-1950)
v Millî Edebiyat Dönemi’nde tiyatroda görülen gelişme; Cumhuriyet Dönemi’nde devlet konservatuvarlarının, devlet tiyatrolarının, şehir tiyatrolarının açılması ve özel tiyatro gruplarının oluşması ile güçlenerek devam etmiştir.
v Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda Batı tiyatrosu örnek alınarak trajedi, komedi ve
dram türlerinde eserler yazılmış; müzikli, danslı; benzetmeci, göstermeci, epik tiyatro örnekleri verilmiştir. Çağdaş tiyatro anlayışı, modern tiyatro salonları, yeni eserler (çeviri, uyarlama, telif), profesyonel oyuncu, yönetmen, sahne tekniği, makyaj, kostüm vb. ile tiyatro artık kurumsallaşmıştır.
v Bu dönemde Muhsin Ertuğrul, modern Türk tiyatrosunun oluşmasında önemli katkılar sağlamıştır.
v 1923-1950 yılları arasında tiyatro, daha çok, Cumhuriyet değerlerinin halka aktarılmasında
bir araç olarak kullanılmıştır.
v Cumhuriyet'in ilk yıllarında tiyatro yazarları daha çok Türk tarihi, efsaneler ve masallara yönelmiş, bu yolla ulusal bilinci pekiştirmek istemişlerdir.
v Özellikle 1930'lu yıllarda Atatürk'ün belirlediği amaç doğrultusunda konusunu Türk tarih ve uygarlıklarından, destan ve efsanelerden, Cumhuriyet kazanımlarından, devrimlerinden alan birçok oyun yazılmıştır. Bu yıllarda Yaşar Nabi'nin Mete; Behçet Kemal'in Çoban ve Atilla, Necip Fazıl'ın Sabır Taşı adlı oyunları Türk'lerin erdemleri ve uygarlığını yansıtmak amacını taşırlar.
v 1940'lı yıllarda değer yargılarının değişmesi ve ekonomik koşulların aile üzerinde etkisi durulmuş, ayrıca bu yıllarda geleneksel Türk tiyatrosunun izleri görülmüştür.
v 1950'li yıllarda tiyatromuzda hem nicelik hem nitelik bakımından büyük bir gelişme görülür. Devlet ve şehir tiyatrolarının, özel tiyatroların, oyun yazarlarının ve tiyatro türündeki eserlerin sayısında da ciddi bir artış görülür. Bu dönemde yerli oyunlar Devlet Tiyatrolarında sahnelenerek seyirciyle buluşur.
Konular ve Temalar➥Anadolu’ya yönelimin yoğunlaştığı bu dönem tiyatrosunda Kurtuluş Savaşı yılları, Atatürk'ün fikirleri, Cumhuriyet düzeninin olumlu yönleri, mitoloji, efsaneler ve masalları, Türk tarihi, Türk milliyetçiliği, Batılılaşma, toplumsal değerlerdeki değişimler, eski ve yeni yaşam biçimlerinin çatışması vb. sıkça işlenen temalardır.

Musahipzade Celal
v Milli Edebiyat Dönemi oyun yazarıdır.
v Teknik bakımından zayıf ama gözlem, tarihî ayrıntı ve yergi bakımlarından başarılı komediler
yazmıştır.
v Sanatcı, bir anlamda Meşrutiyet tiyatrosu ile Cumhuriyet tiyatrosu arasında bir köprü oldu.
v Eserlerinde geleneksel Türk tiyatrosundan, özellikle orta oyunu geleneğinden yararlandı.
v Yakından tanıdığı saray ve konak hayatını, eski İstanbul’un eğlencelerini, tore ve adetlerini, ticari hayatını eleştirel ve mizahi bir tutumla yansıttı.
v Konularını Osmanlı İmparatorluğu’ndan, kendi deyişiyle “tarihin gölgesi altında hayal-meyal seçilen halk hayatından” almıştır.
Eserleri: Köprülüler, Türk Kızı, Fermanlı Deli Hazretleri, Bir Kavuk Devrildi, Aynaroz Kadısı, Lale Devri
Nihat Sırrı Örik
Edebî Kişiliği
v Milli Edebiyat zevk ve anlayışıyla eser veren yazarlardandır.
v Fotoğraf gerçekçiliğini doğru bulmayan sanatçı, hayatı, realist, adeta fotoğraf çekercesine vermenin yanlışlığını savunur.
v Batı klasiklerini dilimize çevirir.
v Roman ve hikâyelerinde Cumhuriyet'ten önceki çöküşü anlatır. Makam sevdasında olan ve yeteneksiz memurları eleştirir. Siyasi güç ve hırsı eleştirir.
v Uygar bir toplum için tiyatronun gerekliliğini vurgular.
v Tarihe özel bir önem verir. Tarihi anlattığı eserlerinde konak betimlemeleri ve kadın karakterini
başarılı bir şekilde yansıtır.
v "Sultan Hamit Düşerken" romanında II. Abdülhamit dönemini anlatır. Bu romanda Osmanlı’nın çöküşüne neden olan olayların arka planı deşifre edilir. 1908'den sonraki gelişmeleri konu edinir. Bu eser, Kemal Bekir tarafından oyunlaştırılır. Ziya Öztan da bu oyunu filme çeker.
v Yazdığı gezi kitaplarıyla 1930 Türkiye'sinden önemli kesitler sunar. Edirne, Kayseri, Yozgat, Kastamonu, Adapazarı, İzmit, Elmadağ, Polatlı başta olmak üzere birçok yeri gezip kitaplaştırır. Bu tür eserlerinde gözlem ve coğrafyadan ziyade tarihi ayrıntıları ön plana çıkarır.
v "Kıskanmak" adlı romanı 2009'da Zeki Demirkubuz tarafından filme uyarlanır ve romanın kahramanı "Seniha", Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu seçilir.
Eserleri
· Öykü: Sanatkârlar, Kırmızı ve Siyah, Eski Resimler, Eve Düşen Yıldırım
· Roman: Sultan Hamid Düşerken, Kıskanmak
· Oyun: Alın Yazısı, Sönmeyen Ateş
1950-1980 ARASI CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU
v 1950 sonrasında tiyatro teknik açıdan ilerlemiş, tiyatroda işlenen konular çeşitlenmiştir.
v Bu dönemde hem çeviri oyunların hem de nitelikli yerli oyunların sayısı artmış, bir yandan da çoğu
uyarlama olan müzikli oyun türlerinde eserler verilmiştir.
v Sahne tekniğine uygun, yalın bir dil kullanılmıştır.
v Bireysel ve toplumsal konuların işlendiği bu dönemde yurt sorunları, kadının toplum
yaşamındaki yeri; köy, töre, kuşak çatışması, değer yargıları vb. temalara yönelim artmıştır.
v Bu dönemde eğitim ve sorunları ön plana çıkar. Kuşaklar arası ve kentli köylü arası eğitim farkından doğan çatışmalar işlenir. Ebeveyn-çocuk, kadın-erkek, ağaç-köylü, imam-muhtar-öğretmen ilişkileri işlenir.
v Sosyal değişimlerin birey ve toplum yaşamındaki etkileri siyasal, sosyal ve psikolojik yaklaşımlarla yansıtılmıştır.
v 1970'ten sonra 12 Mart olayı buna bağlı olarak Türk tarihini yeniden gözden geçirme, işçi sorunları, Almanya'ya gidenlerin kültür çatışmaları, Almanya'da yetişmekte olan birinci, ikinci kuşak sorunları işlenir.
Yorumlar