top of page

Divan Şiirinin Özellikleri

  • Türklerin İslamiyet'i din olarak kabul etmesiyle başlayan ve Anadolu'da altı yüz yıl süren edebiyattır1.

  • Şairlerin şiirlerini belirli bir düzen içerisinde topladığı eserlere "divan" denir2.

  • Bir divanda genel olarak sırasıyla şunlar yer alır: mukaddime/dibace (ön söz), kasideler, tarihler, mesneviler, musammatlar, gazeller, mukattaat (kıta, rubai, tuyuğ...)3.

  • Divan edebiyatında şiirler "divan" adı verilen defterlerde toplandığı için bu edebiyat daha çok "divan edebiyatı" adıyla anılır4.

    • Bu ifadeyi ilk kez Ömer Seyfettin ve Ali Canip Yöntem kullanmıştır5.

  • Divan edebiyatı ayrıca şu isimlerle de anılmıştır: tarzıkadim (eski tarz), şiirikadim (eski şiir), edebiyatıkadime (eski edebiyat), klasik Türk edebiyatı, saray edebiyatı, Osmanlı edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı, havas edebiyatı, Enderun edebiyatı6.

  • Arap ve Fars (özellikle Fars) edebiyatları geleneğine dayanarak kurulmuştur, zamanla taklit aşamasını geçip klasik edebiyat kimliğini kazanmıştır7.

  • Divan edebiyatında şiir ön planda tutulurken nesir (düzyazı) ikinci plana atılmıştır8. Eskiden edebiyat yerine şiir ve inşa denilmekteydi9.

  • Kaynakları arasında Kur'an-ı Kerim, hadisler, evliya menkıbeleri, kısasıenbiya (peygamber hikâyeleri), tasavvuf, Firdevsi'nin Şehnâme'si 10, ayrıca dinî inançlar, İslami ilimler, tarihî olaylar, Hint-İran kökenli efsaneler, çağın bilimleri, günlük olaylar, gelenek ve görenekler, terimler, deyimler ve atasözleri bulunur11.

  • Nazım birimi genel olarak beyittir12. Dörtlük ve bentler de kullanılmıştır13.

  • Nazım biçimleri genelde Fars edebiyatı aracılığıyla Arap edebiyatından alınmıştır14.

  • Kullanılan ölçü, aruz ölçüsüdür15. Son zamanlarında çok az da olsa hece kullanılmıştır16.

  • Şiirde biçim önemsenmiştir17. Nazım biçimi, vezin (ölçü) ve nazım birimi belli kurallara bağlıdır18.

  • Genellikle tam ve zengin kafiye kullanılmıştır, rediften de yararlanılmıştır19.

  • "Göz için kafiye" anlayışı esas alınmıştır20.

  • Şiirlerin son bölümünde mahlas adı verilen takma isim kullanılmıştır21.

  • Konu değil, konunun işlenişi önemsenmiştir22.

  • Bütün güzelliğine değil, parça güzelliğine önem verilmiştir23.

  • Şiirlerde başlık kullanılmamış; şiirler redif, kafiye, tür ve nazım biçimine göre adlandırılmıştır24.

  • Şiirde işlenen konular genelde somut gerçeklikten uzaktır25. Bu sebeple divan edebiyatı genelde soyut bir edebiyattır26.


  • Genellikle "sanat için sanat" anlayışı benimsenmiş, toplumsal konulardan uzak durulmuştur27.

    • Daha çok bireysel konular yani aşk, doğa, din, tasavvuf, ölüm, şarap gibi konular işlenmiştir28.

    • Nabi, Bağdatlı Ruhi gibi bazı sanatçılar toplumsal konuları işlemiştir29.

  • Anlam derinliği ve söyleyiş güzelliğine çok önem verildiği için edebî sanatlara sıkça başvurulmuştur30.

  • Dil, "Osmanlı Türkçesi"dir31. Genel olarak Arapça, Farsça kelime ve tamlamaların yoğun biçimde yer aldığı ağır, süslü ve sanatlı bir dil kullanılmıştır32.

    • Bunun yanında oldukça sade ve yalın anlatımlı eserler de bulunmaktadır33.

  • Duygu ve düşünceler, mazmunlarla (kalıplaşmış yargılarla) anlatılır34.

  • Sevgili tipi ortaktır: boyu servi, kaşı hilal veya keman, çenesi elma, ağzı nokta, kirpikleri ok...35.

  • Üstatların şiirleri taklit edilerek nazirecilik geleneği oluşturulmuştur36.

  • Divan şiirinde aşk büyük yer tutar ama bu aşk hem dünyevi hem de tasavvufidir. 37.


    Divan Şiirinin Özellikleri

 

Divan Şiirinde Bazı Kavramlar

Kavram

Açıklama

Örnek/İlişkili

Âşık

Seven. Şair daima âşıktır. Derdi zevk edinir ve bu dertten kurtulma yoluna gitmez. Dünyada gözü yoktur. Kavuşma (vuslat) zevkini bilmez38.

-

Maşuk

Sevilen. Divan şiirinde asıl olan kişidir. Acı ve ıstırap vericidir. Gönlü taştır ve merhametsizdir39.

Sanem (put), peri, saki, canan gibi pek çok ismi vardır40.

Rakip

Âşık ile maşuk arasında âşık ile yarışan ve ona ortak olan kişidir41.

-

Nazire

Divan edebiyatında bir şairin bir şiirine, başka bir şair tarafından aynı ölçü, uyak ve redifle yazdığı benzer şiirlere nazire denir42.

Nazire şaka veya alay amacıyla yazıldıysa buna tehzil denir43.

Mısra-ı âzâde (Bağımsız Mısra)

Bir şiire bağlı olmayan, tek satırlık şiirlere denir44.

"Hâlini bilmez perişanın perişan olmayan" (Ahmet Paşa) 45

Mısra-ı berceste / Şah Mısra

Vecize düzeyine yükselmiş mısralara denir46.

“O mâhîler ki derya içredir deryayı bilmezler” (Hayali) 47

Mazmun

Belli bir kavramı düşündürüp çağrıştıran, genellikle açık istiare ve telmih sanatlarından yararlanılarak oluşturulan klişeleşmiş (kalıplaşmış) kelimedir48. Modern şiirdeki imgenin divan şiirindeki karşılığı olarak da düşünülebilir49.

Kaşlar: yay, keman. Gamze/yan bakış: kılıç. Kirpikler: ok. Ağız: gonca. Dudak: lâl ya da şeker. Dişler: inci. Boy: servi. Yüz: gül. Saç: sümbül, yılan ya da halka. Göz: nergis. Maşuk: mum50.


Yorumlar


bottom of page