Millî Edebiyat Dönemi Türk Şiiri: Özellikleri ve Temsilcileri
- Cengiz Yıldırım
- 07false42 GMT+0000 (Coordinated Universal Time)
- 5 dakikada okunur
Millî Edebiyat Dönemi'nin Genel Özellikleri (1911-1923)
Genç Kalemler dergisinde Ömer Seyfettin'in "Yeni Lisan" makalesinin yayımlanmasıyla başlayan bu dönem, Cumhuriyet'in ilanıyla son bulmuştur. Temelde bir dili sadeleştirme hareketi olarak başlamış; dilde, biçimde ve temada ulusal olana yönelme fikri benimsenmiştir. Eserler Türkçülük akımı etrafında şekillenmiş ve "Toplum için sanat" ilkesi benimsenmiştir. Anadolu; kültürü, tarihi, yaşantısı ve insanıyla ilk kez bu kadar kapsamlı şekilde edebiyatın konusu olmuştur. Eserlerde realizm akımının etkisi görülür.
MİLLÎ EDEBİYAT DÖNEMİ ŞİİRİ
Mehmet Emin Yurdakul'un Servetifünun şiirinin zirvede olduğu dönemde yazdığı Türkçe Şiirler, Milli Edebiyat Dönemi şiirinin temelini oluşturur.
Büyük oranda Türkçülük ideolojisinden etkilenmiştir.
Eserler, konuşma diline yakın sade bir dille yazılmıştır.
Sanatçılar halk kültürüne yönelmişler, ondan beslenmişlerdir.
Türk tarihi ve bütün yönleriyle Anadolu şiirlerin başlıca temalarıdır.
Şiirler genellikle didaktiktir.
Şiirler genellikle dörtlük nazım birimi ve hece ölçüsüyle yazılmıştır.
Türk edebiyatının ilk şair topluluğu olan Beş Hececiler edebî faaliyetlerine bu dönemde başlamıştır.
Mehmet Akif Ersoy; aruz ölçüsü ve nispeten ağır bir dille halkın yaşayışını ve değerlerini ön plana çıkaran manzum hikâye türünde başarılı eserler kaleme almıştır.
Yahya Kemal Beyatlı da Milli Edebiyat Dönemi'nde saf (Öz) şiirin temsilcisi durumundadır.
DÖNEMİN BAŞLICA ŞAİRLERİ
Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944)
Türk edebiyatında "Türk Şairi", "Milli Şair" olarak anılır.
Servetifünun Dönemi'nde edebî hayatına başlayan şair, dönemin şiir anlayışından farklı bir şiir anlayışı benimsemiştir.
Edebî anlayışıyla ve Cenge Giderken şiiriyle Millî Edebiyat Dönemi şiirinin öncüsü sayılmıştır.
Şiirde biçimsel yenilikler denemiş, yeni nazım biçimleri kullanmıştır.
Türkçülük düşüncesine dayalı şiirlerini hece ölçüsüyle ve yalın bir dille yazmıştır.
Şiir türündeki başlıca eserleri; Türkçe Şiirler, Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Tan Sesleri, Ordunun Destanı'dır.
Ziya Gökalp (1876-1924)
Dönemine sanatından çok düşünceleriyle yön vermiştir. Türkçülük düşüncesini sistemleştirmiş, Türkçülüğün Esasları ve Türkleşmek İslamlaşmak-Muasırlaşmak eserleriyle Milli Edebiyat'ın düşünce temelini atmıştır.
Türkçülük fikri doğrultusunda, lirizmden uzak, didaktik şiirler yazmıştır.
Eserlerinde Batı ve halk edebiyatının etkileri görülür.
Konuşma diline yakın sade bir dil kullanmıştır.
Hece ölçüsünü ve dörtlük nazım birimini kullanmıştır.
Şiir türündeki eserleri; Kızıl Elma, Altın Işık, Yeni Hayat'tır.
BEŞ HECECİLER
"Hecenin Beş Şairi" olarak da kabul edilen bu topluluk Faruk Nafiz Çamlıbel, Halit Fahri Ozansoy, Enis Behiç Koryürek, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon isimlerinden oluşmuştur.
Grubu oluşturan bütün sanatçılar yazdıkları şiirleri ilk önce aruz vezniyle daha sonraları ise hece vezniyle kaleme almışlardır.
Halit Fahri Ozansoy'un yazdığı Aruza Veda adlı şiir, aruzdan heceye geçişin şiiri olmuştur.
Beş Hececiler, dönemin anlayışıyla paralel olarak "Halka Doğru" ilkesini benimsemişlerdir. Şiirlerinin ana konusu memleket sevgisi ve memleket sorunlarıdır.
Halk şiiri nazım şekillerinin yanında Batı kaynaklı şekilleri de kullanmışlardır.
Mahalli söyleyişleri, halk dilini kullanmışlar; sade dil anlayışı ile eserler vermişlerdir. Eserlerde didaktik ve millî ögeler ön plandadır.
Şiirde folklorik malzemeleri çokça kullanmışlardır. Birçok türde eser verilmesine rağmen şiir, Beş Hececiler'in en önemli türü olmuştur.
Beş Hececiler'in en güçlü şairi Faruk Nafiz Çamlıbel'dir.
Faruk Nafiz Çamlıbel'in yazdığı Sanat adlı şiiri sadece bu grubun değil Milli Edebiyat'ın da bir bildirisi gibidir.
Faruk Nafiz Çamlıbel (1898-1973)
Beş Hececiler'in en başarılı ve en tanınmış şairidir.
Şiirlerinde aşk, hasret, tabiat, ölüm, memleket ve toplumsal konuları işlemiştir.
Beş Hececiler'in diğer şairleri gibi ilk şiirlerinde aruz ölçüsünü, gerçek kişiliğini bulduğu sonraki şiirlerinde ise hece ölçüsünü kullanmıştır.
Yalın ve özentisiz bir şiir dili vardır.
Roman, piyes, fıkra türlerinde de eser vermiş olan şair şiirleriyle ün yapmış; özellikle Han Duvarları, Çoban Çeşmesi, Sanat adlı şiirleriyle çok beğenilmiştir.
ŞİİRLERİ: Han Duvarları, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Bir Ömür Böyle Geçti, Akıncı Türküleri...
Halit Fahri Ozansoy (1891-1971)
İlk şiirlerini aruzla yazmış, daha sonra Aruza Veda adlı şiiri ile aruzu bırakmıştır. Bu şiir Beş Hececiler'in tamamının aruzdan heceye geçiş şiiri olmuştur.
Şiirlerinde aşk ve ölüm konularına, hüzünlü melankolik duygulara yer vermiş; yer yer kahramanlık konularına değinmiştir.
Aruz ölçüsü ile yazılmış Baykuş adlı manzum tiyatrosu ile tanınmıştır.
Şiirlerinin yanında tiyatro, roman, çeviri türlerinde de eserler vermiştir.
ŞİİRLERİ: Sonsuz Gecelerin Ötesinde, Rüya, Cenk Duyguları, Gülistanlar ve Harabeler.
Enis Behiç Koryürek (1892-1949)
İlk şiirlerini aruzla yazmış, daha sonra heceye yönelmiş ve heceyle yazdığı şiirlerle tanınmıştır. Bir şiirde birkaç vezin kullanmıştır.
İlk şiirlerini Miras adıyla yayımlayan şair, gür sesli kahramanlık şiirleriyle şöhret kazanmıştır.
Daha sonra kaleme aldığı mistik şiirlerini Varidat-ı Süleyman Çelebi adıyla kitaplaştırmıştır.
Şiirimizde efsaneleri heyecanlı bir üslupla işleyen şair, özellikle korsanlıkla ilgili şiirleriyle sevilmiştir.
ESERLERİ: Miras, Varidat-ı Süleyman Çelebi, Güneşin Ölümü.
Yusuf Ziya Ortaç (1896-1967)
İlk şiirlerini aruzla daha sonraki şiirlerini heceyle kaleme alan şair, Beş Hececiler arasında heceyi en iyi kullananlardandır.
Eserlerinde sade ve temiz bir dil, mizahi bir üslup kullanmıştır.
Şiirlerinin yanında nesir türünde ve mizahi tarzda yazdığı eserleri ile dikkat çekmiştir.
Mizahi dergi olan Akbaba'yı uzun yıllar çıkarmıştır.
Binnaz adlı eseri hece ölçüsüyle yazılmış üç perdelik manzum bir trajedidir.
Şiir, tiyatro, mizah, anı, fıkra gibi birçok türde eser vermiştir.
ŞİİRLERİ: Akından Akına, Cenk Ufukları, Kuş Cıvıltıları.
Orhan Seyfi Orhon (1890-1972)
Abdülhak Hamit Tarhan, Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin'in etkisindeki ilk şiirlerini aruzla; daha sonraki şiirlerini ise heceyle yazmıştır.
Şiirlerinde heceyle aruzu kaynaştırmaya çalışmış, hece ölçüsüyle gazel biçiminde şiirler yazmıştır.
İnce, zarif ve duygulu şiirler yazmış olan şair, sade Türkçe karşısında olanlara şiddetle karşı koymuştur.
Millî duyguları işlemekle beraber daha çok bireysel konularda yazmıştır.
Mizahi yazılarında "Fiske" imzasını kullanan şair; Akbaba, Papağan, Güneş, Resimli Dünya gibi mizahi ve edebî dergilerde yazılar yazmıştır.
Birçok şiiri farklı sanatçılar tarafından bestelenmiştir.
ŞİİRLERİ: Fırtına ve Kar, Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi, Gönülden Sesler.
Dönemin Bağımsız Şairleri
Mehmet Akif Ersoy (1873-1936)
Sanat hayatına Servetifünun Dönemi'nde başlamıştır. Servetifünun Dönemi'nde de Millî Edebiyat'ta da dönemin bağımsız sanatçıları arasındadır.
Sırat-ı Müstakim dergisinin başyazarlığını yapmıştır.
İslamcılık düşüncesini benimsemiş, bu anlayışın Türk edebiyatındaki temsilcisi olarak kabul edilmiştir.
Sanat anlayışında İslamcılığın yanı sıra milliyetçilik etkilidir.
Şiirlerinde siyasi ve toplumsal konuları işlemiş, halkın yaşayış tarzını ve değerlerini yansıtmıştır.
Eserlerinde dinî konuların yanı sıra hürriyet, adalet, doğruluk, vefakârlık temalarını işlemiştir.
Gözlem yeteneği güçlü olan, şiirde hayali değil gerçeği esas alan şair; realisttir.
Türk edebiyatında manzum hikâyenin (Hasta, Küfe, Mahalle Kahvesi, Kocakarı ile Ömer) en güçlü şairlerindendir.
Klasik edebiyat kültürü ile yetişmiş, divan edebiyatı nazım şekillerinden yararlanmıştır.
Eserlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır.
Eserlerinde genellikle Osmanlı Türkçesini kullanan şair, toplumsal hayatı işlediği şiirlerinde konuşma dilini kullanmıştır.
Bülbül, Cenk Şarkısı, Çanakkale Şehitlerine şairin tanınmış şiirleridir.
Şiirlerini Safahat adlı kitabında toplamıştır. Safahat şu yedi bölümden oluşur: Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım, Gölgeler.
Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958)
Sanat hayatına Millî Edebiyat Dönemi'nde başlamış, Cumhuriyet Dönemi'nde de devam etmiştir. Saf (Öz) şiir anlayışının Türk edebiyatındaki güçlü temsilcilerinden biridir.
Neoklasisizm akımının etkisinde kalmıştır. Batı şiiri ile divan şiirinin özelliklerini başarıyla birleştirmiştir. Ok şiiri dışında bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır. "Türkçe ağzımda annemin sütüdür." diyen şair, İstanbul Türkçesini başarıyla kullanmıştır.
Sembolizmden beslense de Türk edebiyatında parnasizmin güçlü temsilcilerindendir.
Şiirin biçim ve ahenk unsurları açısından kusursuz olmasına önem vermiştir. İstanbul, aşk, ölüm, sonsuzluk, Osmanlı tarihi şiirlerinin başlıca temalarıdır.
Çok sevdiği İstanbul'un güzelliklerini şiirlerinde başarıyla yansıtan şair, "İstanbul Şairi" olarak tanınmıştır.
En çok tanındığı lirik şiirlerinin yanında Akıncı, Mohaç Türküsü gibi epik şiirler de yazmıştır.
Sessiz Gemi, Bir Başka Tepeden, Rindlerin Akşamı, Süleymaniye'de Bayram Sabahı şiirleri ünlüdür.
ŞİİRLERİ: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyle, Rubâiler ve Hayyam Rubâilerini Türkçe Söyleyiş.

















Yorumlar