top of page

Telli Gölpek (Telli Suna)

Adı Soyadı: Telli Gölpek

Mahlası: Telli Suna / Suna / Necefî

Doğum Yeri – Yılı: Eskişehir / Alpu / Sarıkavak Köyü – 1956

Etkilendiği Kişi/ Kişiler: Kemane çalan Dede Durak Bakır ve bağlama çalan Dede Hüseyin Bakır.

Şiirlerindeki Konular: Tabiat, aşk, toplumsal sorunlar.

Eser Sayısı: ~ 500 şiir; ~ 25 müzikli eser.


Eskişehir Sarıkavak Köyü’nde dünyaya gelen, Elif ve Sadık Gölpek’in kızı olan Telli Hanım [Bkz. Şekil 4.5], ilkokulu Sarıkavak’ta, ortaokulu Eskişehir merkezde okumuştur. 17 yaşında iki çocuklu biriyle evlendirilmek istenen Telli Hanım, dayısının oğlu Sadık Gölpek ile kaçmış Seyitgazi ilçesine yerleşmişlerdir. Çiftçilik yapan eşiyle Eskişehir’de yaşamına devam eden Telli Hanım üç çocuk annesidir.


Babasının genç yaşta ölümüyle iyice hassaslaşan, yaşadığı her olayı şiirsel bir dille yazmaya başlayan Telli Hanım, rüyasında bâde aldığını ve bu rüyadan sonra saz eşliğinde şiirlerini okumaya başladığını belirtmektedir. Âşık, sazında kendisini yeterli bulmadığını, bu durumun nedenini ise, rüyasında aşure olarak almış olduğu bâdeyi yarım bırakması şeklinde açıklamaktadır.


Alevi-Bektaşî kültüründe yetişen Telli Suna, çocukluk yıllarında cemlerde izlediği dedelerden özellikle de kemane çalan Dede Durak Bakır ve bağlama çalan Hüseyin Bakır’dan etkilenmiştir. Şiirlerini tür ve konu bakımından benzettiği Âşık Veysel’den, Yunus Emre’den, Pir Sultan Abdal’dan da etkilendiğini belirten Telli Hanım, okuma üslûbu olarak örnek aldığı isimler arasında Abidin Arı’nın eşi İsmahan Arı ve akrabaları Feleknaz Akçe’yi sıralamaktadır.Ustası olmayan Telli Suna, saz çalmaya başladıktan sonra özellikle sazında sormak istediklerini yöresinin âşıklarından Abidin Arı’ya danışarak öğrenmiştir. Şiirlerinde Telli Suna, Suna, mahlaslarını kullanmakta, Suna isminin ise babasından yadigâr kaldığını belirtmiştir.


Kızına “Suna” ismini koymak isteyen babası, bu isteğini yerine getiremediğinden, Âşık bu ismi mahlas olarak tercih etmiştir.


2003 yılından beri de “Necefî” mahlasını kullanan âşığa bu ismi de Ali Şar isimli Dede vermiştir. Çok sayıda deyişi olan Telli Hanım, âşık edebiyatı nazım türlerinden güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt; tekke edebiyatı nazım türlerinden ilahi, nefes türlerinde şiirler yazmıştır. Âşık, eserlerinde tabiat, aşk, ölüm konularının yanı sıra toplum meselelerini de işlemiştir.


Evliliğinin ilk yıllarında, ürettikleri adına eşinden yeterince destek alamayan Âşık, eşiyle aralarındaki bu sorunu daha sonraki yıllarda aşmıştır, hatta ilk şiir kitabının yayınlanmasında [1993] eşinden büyük destek almıştır. Gelin gittiği ailenin çok kalabalık olmasının, köyde yaşıyor olmasının çalışmalarını aksattığını belirten Telli Hanım, bu nedenlerden kaset çıkartmaya cesaret edememiş; fakat artık söz ve müziği kendisine ait 25 eseri bir kasette toplamak için çalışmalarına başlamıştır.


Telli Hanım’ın, çocuk yaşlarda yazmaya başladığı şiirleri, gördüğü rüyanın etkisiyle başka bir boyut kazanmıştır. Âşık ilerleyen yıllarda, yazdığı şiirleri bir araya toplamak ve yayınlamak adına çok uğraş vermiş bu süreçte yakın çevresi ve eşinin desteğini alsa da, yaşadığı çevrenin kadın kimliğiyle yaptığı çalışmaları gereksiz görmelerinin, birçok girişiminin yarım kalmasına neden olduğunu belirtmiştir. Telli Hanım, yaşadığı ortamın ürettiklerine katkısının yanı sıra, kendisinden, zamanından birçok şeyi de aldığını belirtse de, yeni bir kitap daha yayımlamak için çalışmalarına devam etmektedir.


bottom of page