top of page

Alp Er Tunga Destanı

Türk tarihinin ilk destanıdır. Kahramanı Alp Er Tonga isimli büyük bir Türk ve Turan hükümdarıdır. Alp Er Tonga, M.Ö. 7. yüzyıldaki Türk-İran Savaşları’nda ün kazanmış, İran ordularını defalarca mağlup etmiş, sonunda İran hükümdarı Keyhüsrev tarafından hile ile öldürülmüştür. Onun ölümünden sonra da Saka Devleti eski büyüklüğünü kaybetmiştir.


Bu kahraman hakkında Türkler arasında söylenen destanlar, zamanımıza kadar ulaşmamış olmakla birlikte, daha sonra devlet kurmuş Türk ailelerinin Alp Er Tonga’yı en eski ataları diye tanıdıklarını gösteren tarih kayıtları vardır.


Alp Er Tunga Destanı, Yaradılış Destanı’ndan sonra bilinen ilk büyük ve millî Türk Destanı’dır. Fakat bu destan kesin bilgilere sahip olduğumuz söylenemez. Türk boyları arasında söylenegelen bu destan, zaman içinde tesirini kaybetmiş, belki de özellikle Oğuz Kağan Destanı’nın etkisiyle unutulmağa bile başlanmıştır.


Alp Er Tunga Destanı hakkındaki bilgilerin en önemli kaynağı Divan-ı Lugat-it Türk’tür. Milâttan sonra on birinci yüzyılda Kâşgarlı Mahmut tarafından yazılan bu eserde, Destanın, büyük bir ihtimâlle son kısımlarına ait bir ağıt (sagu) yazılı olarak verilmektedir.


Bu Türk Beğlerinde atı belgülük

Tunga Alp Er idi katı belgülük

Bedük bilgi birle öküş erdemi

Biliglig ukuşlug budun ködremi

Tacikler ayur ânı Afrasyab

Bu Afrasyap tutdı iller talab


(Alp Er Tunga, Türk Beyleri içinde adı ve kutsallığı bilinen ve tanınan bir yiğit idi; geniş bilgisinin yanında sayılamayacak kadar çok erdemi vardı: bilgiliydi, anlayışlıydı, meziyetleri çoktu. İranlılar ona, Afrasyab adını vermişlerdi. Afrasyab dünyaya hükmetti.) anlamına gelen bu ağıttan, Alp Er Tunga’nın, İranlılar tarafından da çok iyi tanındığı anlaşılmaktadır. Nitekim Firdevsî de Şehnâme’sinde Afrasyab’ın kahramanlıklarından söz etmektedir. Firdevsî, Şehnâmesi’nde başka bir ırkın destan kahramanından bahsetmek zorunda kalmışsa, o kahraman çok büyük olmalıdır. Şehnâme’ye göre, önce Turan ülkesinin şehzadesi sonra da hakanı olarak adı geçen Alp Er Tunga Îran-Turan savaşlarının çok ünlü Turan kahramanıdır. Babasının öğüdünü tutmuş ve o zaman güçlü bir ülke olan İran’a savaş açmıştır. Selvi gibi uzun boylu, kolları ve göğsü aslana eş güçte ve fil kadar güçlü bir yiğitti, İranlıları yendi. İran hükümdarını esir aldı.


İran ülkesinde birçok padişahlıklar bulunuyordu. Bunlardan biri de Kabil Padişahlığı idi ve başında da Zâl adlı biri vardı. Kabil Padişahı Zâl, Alp Er Tunga’nın elinde esir olan İran Hükümdarını kurtarmak için Turan ülkesine yürüdü. Alp Er Tunga’yı yendi ama hükümdarını kurtaramadı. Zaman geçti. İran ülkesine hükümdar olan Zev de öldü. Bunu fırsat bilen Alp Er Tunga İran’a bir daha savaş açtı. O zamana kadar Zâl da yaşlanmıştı. Kendi yerine, Alp Er Tunga’ya karşı oğlu Rüstem’i yolladı. Savaşların çoğunu Rüstem kazandı bir kısmını Alp Er Tunga kazandı.


Bu savaşlar sürüp giderken, İran’ın, hükümdarı bulunan Keykâvus, oğlu Siyavuş’u ve Zâloğlu Rüstem’i gücendirmişti. Gücenmenin sonucu olarak şehzade Siyavüş kaçıp Alp Er Tunga’ya sığındı. Orada uzun zaman kaldı, hattâ Türk yiğitlerinden birinin kızıyla evlendi, Keyhüsrev adında da bir oğlu oldu.


Keyhüsrev büyüyünce, İranlılar onu kaçırıp hükümdar yaptılar. Keyhüsrev, Zâloğlu Rüstem’i hoş tutup, gönlünü aldı ve Alp Er Tunga’nın üzerine gönderdi. Yine birçok savaşlar oldu. Çoğunda Alp Er Tunga yenildi. Ve en sonunda Alp Er Tunga iyice yoruldu, ordusu dağıldı, askeri kalmadı. Tek başına dağlara çekildi. Orada, bir mağarada tek başına yaşadı. Fakat günün birinde izini keşfedip yerini buldular. Alp Er Tunga suya atlayıp kurtulmak istediyse de daha önce davranan İran askerleri yetişip saldırdılar. Yiğitçe vuruştu ama ihtiyardı, yorgundu ve tek başınaydı. Kahramanca can verdi.


Prof. Zeki Velidî Togan’a göre M.Ö. dördüncü yüzyıla kadar yaşamış olan ve M.Ö. yedinci yüzyılda Orta Tiyanşan çevresinin en güçlü devleti olarak gelişmiş bulunan, Hunlar’dan önceki büyük Türk Devleti Şu veya Saka adını taşımaktadır. Bu Türk Devleti, birçok kavimler üzerinde egemenlik kurmuş olup Güney Rusya’yı da içine almak üzere Doğu Avrupa’ya kadar yayılmıştır. Bir kısım tarihçiler Doğu Avrupa bölümündeki Sakalar’a İskit, Orta Asya ve Azerbaycan çevresindekilere Saka adını vermektedir. M.Ö. yedinci yüzyılda en güçlü ve en parlak devrini yaşamış olan bu Türk İmparatorluğunun Hakanı ise alp Er Tunga’dır.


Divan-ı Lugat-it Türk’te, Alp Er Tunga için söylenen ağıtlardan (Sagu) bazı parçalar kaydedilmiştir. Alp Er Tonga’nın öldürülmesi üzerine söylenen “Sagu” şöyledir:


Alp Er Tonga öldimu

Issız ajun kaldımu

Ödlek öçin aldımu

Emdi yürek yırtılur.


(Yiğit Er Tonga öldümi

Fena dünya kaldımı

Zaman öcünü aldımı

Şimdi yürek parçalanır.)


Ulşıp eren börleyü

Yırtın yaka ırlayu

Sıkrıp üni yurlayu

Sığtap közi örtilür.


(Adamlar tıpkı kurt gibi uluyorlar

Seslerinin bütün kuvvetiyle haykırıp

Yakalarını yırtarak bağrışıyorlar

Gözleri kapanıncaya kadar ağlıyorlar.)


Bardı közim yarukı

Aldı özüm konukı

Kanda erinç kanıkı

Emdi adın udgarur.


(Gözüm ışığı söndü

Bununla birlikte ruhum da gitti

Şimdi o nerelerdedir?

Beni o uykudan uyandırıyor.)


Ödlek yarağ közetti

Oğrı tuzak uzattı

Begler begin azıttı

Kaçsa kalı kurtulur.


(Zaman fırsat gözetti

Gizli tuzağını kurdu

Beyler beyini azıttı

Kaçsa nasıl kurtulur.)


Konglüm için örtedi

Yetmiş yaşığ kartadı

Keçmiş ödük irtedi

Tün kün keçüp irtelür.


(Gönlüm için için yandı

Olmuş yaranın başı açıldı

Geçen zaman aradı

Felek durmadan onu kovalıyor.)

bottom of page