top of page

Fiillerin (Eylemlerin) Yapısı

 

Eylemler yapılarına göre üçe ayrılır:

I. Yalın (yalınç, basit, kök, asıl) eylemler

II. Türemiş eylemler

III. Birleşik eylemler


Basit (Yalın) Fiiller

Aslında eylem olan; başka bir sözcükten türememiş, başka bir sözcükle birleşmemiş eylemlerdir.


Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;

Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır:

(Tevfik Fikret)


Gel, gör, oku, aldım, yazacaksın, istemiyorum, kalsınlar...


Bir eylemin sonundaki ekler (kip, kişi ekleri) atıldığında geriye kalan kısım, başka bir sözcükten ekle türememiş ve birleşme yoluyla var olmamışsa kök; yani asıl eylemdir. Asıl eylemler hece bakımından şöyledir:


Bir heceliler: at-, al-dılar, kork-mayınız, gör-müşler, dur-, koş-...

İki heceliler: oku-, işit-, ara-, kavra-dı, düşün-müyor, iste-mişler...


Türemiş Fiiller

Doğru-l-du, us-lan-mış, mor-ar-mak, tık-ır-da-dı...


Bu örnekler adlardan, sıfatlardan, yansımalardan çeşitli eklerle türemiştir.


Birleşik Fiiller

İki ya da daha çok sözcükle birleşmiş eylemler sayıca çoktur. Bunlar yapılışlarına, kurala bağlanıp bağlanmadıklarına göre üçe ayrılır:


I. Kurallı birleşik eylemler

II. Anlamca kaynaşmış birleşik eylemler

III. Deyim biçiminde öbekleşmiş eylemler (eylem öbekleri)


1. Kurallı Birleşik Eylemler

Kurallı birleşik eylemler iki ana grupta incelenebilir:


• Özel birleşik eylemler

• Yardımcı eylemlerle yapılmış birleşik eylemler


Özel Birleşik Eylemler

Özel birleşik eylemler beş türlüdür:


• Yeterlik eylemi

• Tezlik eylemi

• Sürerlik eylemi

• İsteklenme eylemi

• Yaklaşma eylemi


Yeterlik Eylemi: “Bil-” eylemine -a, -e ekinin gelmesiyle yapılır.


Ehliyetli ve mütevazı olmak güç değildir; güçlük hem ehliyetsiz hem mütevazı olabilmektedir. (Cenap Şahabettin)

Ali, Horoz’la arkadaşının çabucak savuştuklarını gördükten sonra güçlükle yerinden kalkabildi. (Orhan Hançerlioğlu)

Trene yetişebildiniz mi? Orhan da gelebildi mi?

O kitabı okuyabildiniz mi? Bunu söyleyebilmek için iyice incelemek zorundayız.


Bu birleşmede “bil-” eylemi kendi sözlük anlamından tamamen uzaklaşarak birleştiği gövdeye;

• Gücü yeterlik, başarma anlamı katar:


Orhan bu masayı kaldırabilir (= Kaldırmaya gücü yeter).

Beş yaşında; gazete okuyabiliyor (= Okumayı başarıyor).


• Temel eyleme olasılık anlamı katar:

Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. (Söylev, Atatürk)


• Geniş zaman kipinin sorulu biçimi ses tonuyla “İzin verir misiniz?” anlamlı çok ince bir dilek anlamı taşır:

Odanıza girebilir miyim?...


• Aşağıdaki örnekte yeterlik anlamı katmerleşmiştir: Hem gücü yetmezlik hem de yapmamak olasılığı birleşiyor:

İngiliz adaları halkı kadar ileri demokrasiyi gerçekleştiremeyebiliriz. Ama bizzat kendimizden de geri kalmamız için sebep var mıdır? (Falih Rıfkı Atay)


• Bütün eylemlerde olumsuzluk eki -mA’dır. Her eylem bu ekle olumsuzlaşır. Bu genel kurala uygun olarak yeterlik eylemlerinde de olumsuzluk eki -mA’dır. Yalnız yeterlik eyleminin olumsuzlaşmasında şöyle bir özellik daha vardır:


Yeterlik eyleminin olumsuzunda -mA gövdeyi kuran eylemlerden birincisine eklenen -e, -a’dan sonra gelir: görebildi - göremedi, yazabilecek - yazamayacak, okuyabilmiş - okuyamamış...


Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım.

- Boğamazsın ki?

Hiç olmazsa yanımdan koğarım.

(Mehmet Akif Ersoy)


Yeterlik eyleminin olumsuzluğunda bil- eylemi kullanılmaz; fakat sözcükleri birleştirmeye yarayan geniş ünlü /e/, /a/ gövdede kalır. Olumsuz gövdelerde -mA’dan önce görülen bu /e/, /a/ hem biçimce birleşikliği hem de anlamdaki yeterlik kavramını göstermeye yarar. Yalın eylemlerin olumsuzlarından yeterlik eylemlerinin olumsuzlarını ayırmaya yarayan da bu /e/, /a/’dır: girmez-giremez, indirmez-indiremez, okumayacak-okuyamayacak...


Girmeden tefrika bir millete düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

(Mehmet Akif Ersoy)


Tezlik Eylemi: -i eki ve “ver-” eylemiyle oluşan eylemlerdir.


Geç kalmam, geliveririm.

Daha çok gecikmeyiniz.

Yazıveriniz...

Üzülür diye söyleyivermekten çekindim. Gençsiniz; yorulmadan pazara gidip geliverirsiniz...


Bu birleşmede “ver-” eylemi kendi sözlük anlamından sıyrılarak birleşik gövdeye tezlik, çabukluk, apansızlık anlamı katmıştır:


Geliveririm. = Çabuk gelirim.

Yazıveriniz. = Çabuk yazınız.

Koşuverdi. = Hemen koştu.